rumcadan dilimize geçmiş ve buram buram
akdeniz,
mezopotamya ve
filistin kokan bir sözcüktür. çünkü, tam türkçesi hiç olmayıp, diğer dillerden gelen arkadaş anlamdaşlarıyla mutlu ve huzurlu biçimde yaşamaktadır.
aynı zamanda denizcilikte de kullanılan bir terimdir.
farsça'dan dilimize dalmış bir başka sözcükle eş anlamlıdır: "
çarmıh"(cihar-mıh/dörtçivi).
çarmıh, yine farsça'dan girmiş "
haç" ile eşanlamlıdır.
son olarak istavroz, çarmıh ve haç, arapça'dan gelmiş olan "salip" ile eşanlamlıdır.
evet, böyle bir geometrik ve mekanik oluşumun dilimizdeki dörtlü dayanışması zengindir...kültürlerin ve dinlerin içiçeliğini gösterircesine...
bunun nedeni, biribirine çatılmış iki ahşabın veya metalin, nasıralı isa'dan çok önce de tüm
roma'da ve
ortadoğu'da yaygın biçimde kullanılıyor olmasıdır, diye düşünmekteyim...