les yeux sans visage

georges franju imzalı fransız korku kültü.( eyes without a face-1960)

estetik ve doku nakilleri konusunda uzman olan bir doktor karısını trafik kazasında kaybeder. bu acıyla yüzleşmeye çalışırken kızının da ölüm haberini alır. ancak kızı ölmemiş, trafik kazasında yüzünü tamamen kaybederek hayatta kalmayı başarmıştır. kızına yeni yüz bulmak için yola çıkan doktor, uygun yüz için önüne çıkan kızları kaçırır ve öldürmeye başlar.

50 ve 60'larda bilhassa kısa filmleriyle tanınmış georges franju'nun uzun metrajlı dünya klasiklerindendir. kendi dinamiği içinde genel olarak içe kapanık seyir izleyen fransız korku sinemasının dünyaya açılabilmiş sayılı örneklerindendir.

http://ayisozluk.com/lnk/a6f861
ovvv... sevdiğim franju'nun en sevdiğim iki filminden biri. (diğeri de judex. aklıma gelmişken akşama bir daha izleyeyim.)

jean redon'un (itiraf edeyim, ne kendisini tanımışlığım var ne de kitabını okumuşluğum) kitabından uyarlanan film yapım aşamasından sansür nedeniyle bazı kısıtlamalar yaşamış. futurelavirs ın yazdığı gibi daha çok belgesel kısa filmler çekmiş olan franju'nun bu ikinci uzun metrajı kendi ülkesinde pek iyi karşılanmamış. dönemi için uç özellikler içeren sahneleri ve temaları yüzünden kimi ülkelerde hem kesintili hem de kısa süreli gösterime girebilmiş.

amerika'da yine kesintili olarak (ki çoğu amerikan yapımı olmayan filmin kaderidir) the horror chamber of dr. faustus olarak yine kısa bir süre için gösterime girmiş ve pek de ilgi görmemiş. aslında bu ilgisizliğe çok da şaşırmamak gerek. çünkü franju'nun tarzı, genel seyirci için zamanında öcü görmekten farkı olmayan "tipik fransız filmi" kapsamına sokulacak cinsten.

yıllar sonra 1986'da fransa'da, 2003'de de amerika'da kesintisiz haliyle gösterime girmesi, criterion ve kino gibi önemli firmalarca piyasaya sürülmesi ile filmin giderek prestiji artar, daha doğrusu değeri anlaşılır. her ne kadar franju filmini korku filmi olarak değerlendirmese de şu anda en önemli ve özgün tür filmleri arasında, en iyiler listesinde yerini almış durumda.

tipik kötü/cani karakter barındırmayan, üzgün süzgün haliyle, maurica jarre'ın insanın içine dokunan müziğiyle, insanı çarpan bakışlı alida valli, özellikle de tüm bir filmi bir maskenin ardında oynamasına rağmen etkileyebilen edith scob ile (kendisini carax'ın muamması holy motors'da görebilirsiniz), sinemayı "gerçekten" sevenlerin mutlaka izlemesi gereken özel bir film. tabii hala izlemediler ise...