şiir okuduğu için hapis yatan başbakanlı ülkeden manzaralar

başında sanata ve özgür düşünceye saygılı bir başbakanın olduğunu düşünebilirsiniz ama değildir. bunun sebebi şiir okuduğu için onu mahkum eden sistemin onu hapishanede"rehabilite" etmiş olması olabilir. hapiste sanata ve özgür düşünceye lanet etmeyi öğrenmiş ve bir daha bu tür aykırılıklar yapmamaya ant içmiştir, onu yargılayan sistemin yanlış olduğunu düşünmek yerine. dolayısıyla hapisten çıktıktan sonra kazandığı başbakanlık sıfatının bütün gücünü bu uğura hasreder. şair mezarları bu dönemde saldırıya uğrar, devlet sanatçısı ünvanının bu devirde içi boşaltılır. tiyatrolar, ekonomiye yük olarak halka sunulur. sanatçılar da düşündükleri ve söyledikleri şeyler üzerinden kovuşturmaya uğrar. işin özgür düşünce tarafı ise bu zeitgeist'tan nasibini alır tabi ki. çizilen çizgilerden birazcık dışarı çıkan öğrenciler ve hocalar hapse atılır, resmi bayram ilan edilmiş 1 mayısa katılanlar apansız devleti yıkmaya teşebbüs iddiasıyla evlerinden toplanır.

(bkz: daha neler göreceğiz bakalım)