vicdani ret

vicdani red konusu jeopolitik konumu ve tarihi geçmişi açısından bulunduğu toprakların ne denli değerli olup korunması gerektiği göz önüne alınarak tartışılmalı bence. sadece bireylerin özel durumları açısından bakacak olursanız devlet içinde anarşiye sebep olursunuz. ilk yazdığım cümle açısından bakarsanız vicdan reddi uygulayan ülkelerin konumlarına bir bakın derim öncelikle. amerika, hollanda, isveç, ingiltere, almanya, italya gibi avrupa birliği ülkeleri ile süper güç denilen ülkeler. bu ülkeler konumları gereği hem endüstriyel açıdan gelişmiş hem de komşularıyla ilişkileri üst düzeyde gelişmiş ülkelerdir. ayrıca profesyonel askerlik konusunda derin geçmişleri de bulunmakta ki bunu sağlam ekonomilerine bağlı olması da kaçınılmazdır. bir de askerliğin zorunlu olduğu ülkelere bakın türkiye, iran, israil, rusya, çin vs. bu ülkelerin konumlarına bir bakın özellikle türkiye ve israil. türkiye malesef hem geçmişi hem de jeopolitik konumu sebebiyle askerliğin her erkek bireyin deneyimlemesi gerektiğini düşünen ve gelecekte oluşabilecek herhangi bir harbe karşı hazırlıklı olması istenen bireyler yetiştirmek üzerine kurulmuş bir sistemi mevcut. bir de israile bakın. israil konumu sebebiyle çevresinde kendisinden başka bütün ülkelerin arap ve islam dinine sahip olmasından ötürü hepsini kendine düşman bellemiş ve potansiyel tehlike olarak görmüştür ve buna göre askeri birliklerini düzenlemiştir. kadınlar bile askerlik yaparlar bu ülkede. israilde hiç mi lgbti birey ya da antimilitarist birey yok. tabii ki orda da var hatta belki de bizden daha değerli haklara sahipler. ama askerliğin getirdiği sorumlulukla yetişmektedirler. yani geleceğim nokta askerlik elbette bireylerin hayatlarının bir bölümünü kendilerinden zorunlu şekilde çalmaktadır. lakin bu içinde yaşadığımız ülkenin topraklarının ezelden beridir diğer dünya ülkeleri tarafından değerli görülüp parçalamak istekleri malesef bitmek tükenmek bilmemektedir. ve bizler üzerinde yaşadığımız bu toprak parçasını her türlü tehdite karşı savunabilmek ve özgürce hayatlarımızı düzenleyebilmek adına bu hizmeti devletimize zorunlu olarak borçlanmaktayız. bunu zorunluluk olarak değil de hayatlarımızı çalmak isteyen ve bizleri köle düzenlere hapsetmek isteyenlere karşı sorumlu bir düşünce sistemiyle ele alıp benimsersek eğer askerlik dediğiniz şeyin aslında bireylere kazandırılmış bir özellik olduğunu görebilirsiniz. bu tip açılardan düşünüldüğünde askerlik bizim gibi ülkeler için bir zorunluluktur ve gelecekte de zorunluluk olmaya devam edecektir. ta ki profesyonel askerlik düzeyine geçtiğimiz, ekonomik göstergelerimiz kişi başına düşen gelirin 50 bin dolarlar üzerinde olduğunu gördüğümüz güne kadar. keşke hiç birimiz askerlik yapmak zorunda kalmasak ben de isterdim bunu gerçekten ama malesef zorundayız ve yazdığım açılardan baktığımda vicdani red hakkını birleşmiş milletlerin ya da avrupa birliğinin aldığı kararlara dayandırarak kullanmak isteyenleri anlayamamaktayım. bizim ülkemiz bir avrupa ülkesi değil bir ortadoğu ülkesidir. bunun bilincinde olup buna göre hayatlarımızı düzenlemek zorundayız. en azından şimdilik. ki bunun önümüzdeki 100 yıl içinde değişeceğini de hiç sanmıyorum. karamsar düşüncelerim için kusuruma bakmayın lakin gerçekler bunlar.
gayet insani bi haktır.askerliğimi yapmış olmama rağmen destekliyorum.
yeni düzenlemelere göre türkiyede de artık böyle birşey olabilir. gelecek diyorlar ama hepsi hikaye oluyor genelde. askerlikten nefret eden biri olarak daha dün gece öğrendiğim bir konu vicdani red (tvde sonu t ile yazılmıştı). tam olarak beni anlattığını söyleyebilirim. ne işim olur benim savaşla diyenlerin zımbırtısı. (bkz: savaşma seviş)