yufka ekmeği

hazırlanması tam bir seramoni gibidir . kadınların erkeklere kıyasla nasıl kordine olabildiklerini gösterir . evde eğer genç kız varsa komşuya gerek yoktur . lakin yoksa en az dört kadınla bu güzelim anadolu ekmeği rahatçe pişilebilir . * geceden yoğurulmuş hamur , hani çiğ köfte yoğurulur ya geniş aliminyum leğen ama tabanı kare tırtıkların olmayanından , birinci ablamız avuç içi büyüklüğündeki hamur bezesini alır bazlama boyutuna getirene kadar açar ikinci ablamız bazlamadan şehir insanının aldığı ve alışık olduğu yufka boyutuna getirir . iş tabiki burada bitmemektedir . yufka boyutundan sonraki üç numaralı ablamın o ince yufkayı büyük el hamaratlığı ile bir sini ( büyük aliminyum tepsi ) büyüklüğüne kadar açar . ve gördüğünüzde o incelikteki hamuru nasıl oluyor da daha da büyütür bu kadın hem de yırtmadan dersiniz . ve bu çember dördüncü ablamızda biter . geniş saç üzerinde odun ateşinde pişirilir ta ki çıtır olana kadar ama gevretmeden . bu döngü sini boş halinden pişire pişire diyorum ama canısı anlayasınız diye yoksa ona yufkayı ata ata bel hizasını geçene kadar yapılır . ve bu dört kadın birkaç saat boyunca durmadan devam ederler . bir şaşılası olay daha vardır ki bu kadınlar hem o kocaman yufka ekmeğini atarlar hem de çok fena dedikodu kazanı döner orada . gülüşmeler hikayeler anılar havada uçuşur . biz hala bar ve kafelerde muhabbet ettiğimizi zannedelim . bir aylık evin ekmek ihtiyacı böylece giderilmiş olur ve ekmek dolabına yerleştirilir sinisiyle birlikte . ve son seramonisi vardır . o yorgunlukla sıkma ve börekler atılır tüm ev ahalisine ve ekmek yapılırken geleni gideni eksik olmaz o ocağın .
odun ateşinin sıcaklığını anlatmaya çalıştım canısı işte .