10 ekim 2015 ankara barış mitinginde patlama

36 Entry Daha
hafıza çok ilginç bir şey. hayatıma dair birsürü anıyı şarkılarla kodluyorum ben mesela. "niye?" diye sorsan; cevap veremem ama.


birkaç vakit önce, yağmurlu bir sonbahar gününde kocaeli'den istanbul'a döneceğim. hayatıma garip bir zamanda giren garip bir insanı ziyaret etmişim. haydarpaşa'ya gidecek trene biniyorum tren garından. yağmur hep yağıyor, tren hep gidiyor.
o gün, misal, valg ile kodlanmış.


20 temmuz 2015.
o tarihten birkaç hafta önce ziyaretine gittiğim bir yerden zehir zemberek bir haberle başlıyor gün. işteyim. öyle böyle bir gün değil. ellerim titriyor, bacaklarım güçten düşüyor, beynim duruyor; dün gibi hatırlıyorum.
(hatırlamak, bazen, büyük bir lanet aslında.)

tülay german çalıyor durmadan beynimde. " günlerimiz" diyor "bir kitaba başlar gibi / koşarken yavaşlar gibi / ölen arkadaşlar gibi / sessiz sitemsiz"



şu günden tam bir yıl öncesi.
tam sevinmeye başlamışız. şu sapsarı ovalardan birsürü lavanta kokusu yükseliyor. uzun bir süreden sonra, görüyorum, gülümsemeye başlamış insanlar. "bir umut" diyoruz hani "bir umut". bir umut.
bir umut.
o umut öylece kalıveriyor boğazımda. yutamadığım, koskoca bir yumruya dönüşüveriyor ve duruyor hâlâ orada.

hüsnü arkan çalıyor durmadan kalbimde. "ölenlerin adını unutma" diyor " nereye uçar turnalar? / nereye gider gökyüzü? / alıp kanatlarına umutlarını, geçmişi"


bir zaman sonra azam ali ses veriyor bana. sesine yandığım "çıkıp bozkırlara ulaşamadım" diyor "yalan dünya sana çıkışamadım / eşimle dostumla buluşamadım / var git ölüm bir zaman da yine gel"



hafıza çok ilginç bir şey.
hatırlamak ise korkunç olabiliyor bazen.
5 Entry Daha