21 mart 2013 diyarbakır newroz kutlaması

alanda bölücü örgütün simgeleri,sözde kürdistan bayrakları ve terörist başı itin resimleriyle elleri kanlı teröristlerin eşliğinde kutlanan barışa diyebileceğim tek şey var; o bayraklar kıçınıza girsin. bir tek oraya yaraşır!

eli kanlı katillerin sözleri ile barışı beklemek ahmaklıktır.

alanda türk bayrağı olmamasının nedenini gerilime sebep olmamakla iliştirenlere de oradakilere de diyeceğim tek şey; bu ülkenin bayrağı sizi geriyorsa, defolun gidin!

dünün zerdüştleri kalkmış ümmetçilik oynuyor. bu oyunları osmanlı yedi ama türk ulusu bir kez daha yemeyecektir(!)
insanın nükleer başlık yapmayı bilmemesine sitem ettiği gündür.

bazı sözlük yazarlarının hitlercilik, olmadı saddamcılık hayalleri kurduğunu, yeni auschwitzler, hiroşimalar, halepçeler yaratma arzusuyla dolup taştığını görmemizi sağlayan başlık.

(bkz: hayallerle yaşıyor bazı ibneler)
yüzbinlerce kişinin akın ettiği tarihi barış bayramıdır.alanda kadını,erkeği,yaşlısı,genci her kesimden insan vardı.piknik havası vardı bitiminde diyarbekirde.
tabii kürdistanlı eşcinseller de oradaydı.yedi renkli bayrağımız sarı kırmızı yeşile karışmış muhteşem bir manzaraydı.
bu tarihi barış atmosferini solumadan olmazdı. ayı sözlük diyarbekir haber merkezi sunar:






sözlükte miting alanını dolduran bir milyondan fazla kişinin kıçlarına bayrak direği sokma meraklılarının olduğunu da görmemizi sağlamış olan başlıktır.
alanda kendi kutsal saydığı bayrağın olmamasına hayıflanırken başkalarının kutsal saydığı bayraklara paçavra demenin mantıksızlığına değinmiyorum bile..

belki o bayrak direklerini götlerine sokmayı değil de, bin yıldır kapı komşu olduğumuz, tavuklarımız birbirine karışmış, aynı türkülere ağlayıp, aynı oyun havalarıyla oynadığımız bu insanları niye öteledik, niye marabadan öte insan yerine koymadık, bunu düşünmenin tam zamanıdır.

keşke dillerini yasaklamasaydık. kültürlerine, tarihlerine, efsanelerine, dağlarının, taşlarının, sularının isimlerine karışmasaydık.

keşke hem kendimizi hem onları "onlar dağ türkü" masallarıyla kandırmasaydık. keşke hepimiz orta asyadan geldik mitine sarılmasaydık.
keşke ergenekondan çıkış efsanesinin yanında demirci kawa'yı, kutadgu bilig'in yanında şerefname'yi, yunus'un yanında ehmede xani'yi de anlatsaydık hem türk hem kürt çocuklarına..

belki o zaman tüm bu kanlı boğazlaşma yaşanmazdı.. belki 40 bin can gitmezdi.. belki 3 bin köy boşaltılmazdı.. belki 17 bin faili meçhul olmazdı... belki pınarbaşındaki adını bilmediğimiz bebek, belki uğur kaymaz, belki ceylan önkol ölmezdi..

belki kürt köylülerine bok yedirilmez, diyarbakır cezaevindeki mahkumların makatlarına cop sokulmazdı..
belki çoktan iklim değişir akdeniz olurdu..

biliyorum, keşkelerle tarihi değiştirme şansımız yok. ama, zaten yeterince bok yedirilmiş, cop sokulmuş, aşağılanmış kürtlere de niye mitinginde türk bayrağı asmıyorsun demenin edeple ve hayayla uzaktan yakından ilgisi yok..

bazı arkadaşları nükleer mühendisliğine yönlendirmeyi başarmış kutlamalardır.sahi bir milyon kişiyi öldürme düşüncesi hangi beyin kıvrımların ürünüdür.bu kıvrımlar yüzünden 40 bin insan ölmedi mi?buna bir milyon kişi daha eklemek ne kazandıracak size?
klavye başında bomba atmak ahkam kesmek çok kolay; zor olan birçok şeyi sindirip bir insanın bile ölmemesi için çabalamak.
bütün sözlük yazarlarından özür dilememi gerektiren mitingdir.

ben hepimizi sosyal ağlarda siyaset yapan göbekli ayılar sanıyordum. nasıl bilebilirdim ki aktif siyaset hayatı olan bürokratların aramızda olduğunu? özür dilerim.