akp dönemini türkiye'nin en karanlık dönemi sanmak

her şeyin kendi ile başlayıp bittiğini düşünme eğilimi olağan bir durum olsa bile büyük bir yanılgıdır diye düşünüyorum.
bu ülke çok daha karanlık dönemlerden geçti.

bu dönemi benim için geçmiş karanlık dönemlerden ayıran şu ki geçmişte hep bir umut vardı gelecek günlerin iyiye doğru gideceğine dair. şimdi iktidarın en büyük kozu bir ruh emici gibi çalışıp umutlarımızı tüketmek. üstelik bunda oldukça başarılılar. keşke daha kötü günler yaşasaydık ama içimizde filizlenen umutlarımız olsaydı.
1-cari açık
2002 sonunda cari açık, 0.6 milyar dolardı. şu an 1 milyar 804 milyon dolar.

2- dolar
18 kasım 2002 tarihinde bir dolar, 1.58 tl idi. şu an 6,68.

3-dış ticaret açığı
cumhuriyet tarihinin en fazla dış ticaret açığı akp döneminde verildi . 2020 yılı ocak ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre %5,5 artarak 13 milyar 903 milyon dolar, ithalat ise %18,1 artarak 18 milyar 507 milyon dolar olarak gerçekleşti. ocak ayında dış ticaret açığı %84,8 artarak 2 milyar 491 milyon dolardan, 4 milyar 603 milyon dolara yükseldi.

4-özelleştirme
akp, özelleştirme adı altında ülkenin gözbebeği kârlı işletmelerini yok pahasına sattı.

5-bütçe açığı
2006 yılında %2,7, 2019 sonlarında bütçe açığı %14,1

6-işsizlik oranı
1988-2002 döneminde işsizlik yıllık ortalama “yüzde 8” olarak gerçekleşti.
2020 yılının ocak ayında işsizlik oranı 0.9 puanlık azalış ile % 13.8 seviyesinde gerçekleşti.
10 yıldan fazla bir süredir yüzde 10’un üzerinde seyreden işsizlik oranı.

liste uzar gider vatandaşın borcu, borsada yabancı payı vs.
ama daha da uzatmanın bir anlamı yok.
kısacası zannedilen değil gerçek olandır.
akp’nin 18 yılda attığı kazığı 96 yıllık cumhuriyet döneminde kimse atmamıştır.
bu ülkenin en önemli problemleri maddi değil insanidir. o yüzden türkiye'deki vahim tabloya sadece ekonomik perspektiften bakmak da sizin öncelikleriniz ile ilgilidir.
mesela petrol zengini bir arap ülkesinde çok daha mutlu bir hayat sürebilirsiniz bu bakış açısıyla.
90 larda insanların kaybolduğu(!) köylerin yakıldığı, insanların topluca öldürüldüğü yıllar benim için daha karanlıktı. üstelik ülkenin batısında paparazzi izlerken mutlu bir çocukluk geçiriyordum.
biz batıda refah içinde mutlu bir aile tablosu çizerken evi basılıp babası torosa bindirilen çocuklar bir daha hiç göremediler babalarını.
akp 18 yılda seküler kesime iyi kazık atmış olabilir ama 96 yıllık süreçte bu kazığa aşina birileri hep oldu.
ülke’nin insani, vicdani değerlendirmesini mümkünse başka bir başlık altında tartışalım.
benim canım ekonomik boyutuna değinmek istedi.
kimse kimseye ülke kültürel anlamda çok iyiydi iddiasında bulunmuyor zaten.
süregelen faşizanlık akp döneminde de değişmedi.
toplumun kafa yapısı hep aynıydı, aynı olacak. atılan kazık seküler kesime değil, tüm kesime atıldı.
geçmişte bir umut vardı deyip, geçmişteki faşizanlığı değerlendirmek garip bir çelişki.
zira sağ-sol ayrımı yapmadan bunu salt olarak değerlendirmek lazım.
başlığın altına ekonomik boyutunu yazmak istedim.
“bu ülke çok daha karanlık dönemlerden geçti” diyerek akp’nin daha az faşizan olduğuna inanıyorsan eğer. o da senin vicdani değerlendirmen diyelim.
pardon da ben başlığı açarken yanlış mı açtım acaba?
ülke’nin insani, vicdani değerlendirmesini neden başka başlığa geçip yapıyoruz?
başlıkta ekonomik bir kısıtlama mı var? nasıl bu sonucu çıkardın bu başlıktan ben şaştım doğrusu başlığı açan kişi olarak.
ben başlığı açarken ihlal edilen insan haklarını, yurtdışına kaçmak zorunda kalan gazetecileri hapishanelerdeki masum insanları vb. düşünerek açtım başlığı. cari açığı veya gayri safi milli hasılayı değil.
para da senin önceliğin olduğu için öyle algılamış fikirlerini yazmışsındır belki bilmiyorum saygı duyarım ama bırak biz de düşüncelerimizi yazalım.

suudi arabistan mesela çok zengin bir ülke yukarıda sıralanan problemlerle sınanmıyor halk ama kabul edelim ki çok daha karanlık bir toplum yapısı içindeler. karanlıktan benim anladığım ekonomik bir buhran değil.
.
mesele tabii ki tek başına ekonomik boyutu değil.
madem öyle bir kısıtlama yok, neyi eleştirdiğime tepki göstermen anlamsız.
bırak bizim canımız da neye değinmek istiyorsa ona değinsin.
sanki eskiden de, örnek gösterdiğin ortadoğu ülkesinden farklı bir zihniyete sahiptik.
söylediğim gibi geçmişin daha umut vaadediyor olduğunu savunman ekonomik boyut olarak algılanıyor.
çünkü değerlendirdiğin şeyler ülkenin varolan kanayan yaralarıydı hep.
mesela 12 eylül darbesinde kürt halkının uğradığı zulüm, ayrımcılık asla unutulmaz.
keza eşcinsellerin de öyle.
söylediğin şeylere harfiyen katılarak yine altını çiziyorum. söylediklerin toplumun ahlaki, vicdani yapısı olarak değerlendirilecek şeyler.
bunun akp, şu parti bu parti ile alakası yok.
söylediğin şeylere dair hiçbir zaman umut vadetmedi bu topraklar.
benim kendi adıma umudum hep vardı. şimdi kaybolduğunu düşünüyorum. umarım kişiseldir ve umudunu diri tutan kitleler vardır harekete geçecek.
birçok şeye dair umudumuzu yitirdik.
açlıktan intihar eden insanları gördükçe ülkenin ekonomik boyutunu da değerlendirmemek mümkün değil.
fakir daha da fakir zengin daha da zengin ilerleyişi.
insanların yaşamaya ihtiyacı var. sadece manevi değil maddi olarak da yaşamaya ihtiyacı var.
ne yazık ki her açıdan karanlık bir döneme girdik ve çıkamıyoruz.