anne ve babayla yaşamak

genç yaştaki insanların evden kopamaması durumudur. aile baskısını üzerinde hissettirir. ayrıca şu cümlenin de kurulmasına ortam hazırlar:
(bkz: yer yok bye)
genelde ailesiyle iyi geçinen, dışarı çıkma eve yatıya misafir getirme sıkıntısı olmayanların nerdeyse 30lu yaşlarına kadar devam ettirdiği hadise. huzurun olduktan sonra neden olmasın..kira vermiyorsun, ev işi yok, yemek derdi yok. ailesiyle uzun süre yaşayanlar geç olgunlaşır, büyüyemez bir türlü bu da benim naçizane tespitim.
konuyla ilgili, tanguy (tangay değil tangiy okunur) bir fransız comedy filmi de vardır.. izleyin derim...

(bkz: tanguy)
şu an seve seve gerçekleştirdiğim hadise. ailemi çok seviyor olmam bunda çok büyük bir etken tabi. annemi 3 gün göremesem 4. gün ''yhaa ben annemi özledim.'' diye milletin başının etini yeme potansiyeline sahibim. evet. bu sebepledir ki ayrı eve çıkma hadisesini olabildiğine ertelemekteyim.*
beraberken sürekli seni koltuk minderi gibi kullanır, orayı yeni temizledim basma' sından tut, sen adam olacan da ben görecem, elinkilerde hiç böyle yok bi bizim bu densizler böyle, oturmada biraz yardım et, şu babanın elindeki poşetleri al, boş boş durma biraz iş yap'ına kadar çile çektirirler, huzur vermezler, ne zaman ki evden ayrılacağın zaman gelir, o bakışlar yok mu gidemezsin, gitmek istemezsin, halbuki kalsan aynı düzen devam edecek, hani şöyle bi 'gitmiyorum yapamayacağım baba beni affet' desen, babanın söyleyeceği ilk şey değil de en azından ikinci şey 'arkaya geç de oraya annen otursun ' olacak , yani arkadaş çok acayipler, ben daha benimkileri çözemedim, ama belki babamın da dediği gibi (şimdi beni anlamazsın oglum, ilerde baba olunca anlarsın, ama inşallah senin oğlun senin bana yaptığını sana yapmaz, o zaman beni anlıcan ama iş işten geçmiş olacak), ilerde baba olunca anlarım, ama inat ettim arkadaş, anlasam bile mal ayağına yatacam çaktırmıcam