antalya

20 Entry Daha
iyice bokunun çıktığı yer. nerede çokluk, orada bokluk diye boşuna dememişler. biz çocukken burada dereler büyük bir hızla akardı, sahil kenarları düzgün insanlarla doluydu ve sahiller o kadar kalabalık değildi. mahallede oturanlar hep elit insanlardı. çoğu yurtdışı görmüş kişilerdi mesela. çok az kişi vardı ama yeterliydi bu kişiler. şimdiki gibi köylü ve rus dolu değildi. sahil kenarlarında hep müzik çalardı, insanlar sahil kenarlarındaki büfelerde oturup eğlenirlerdi canlı müziklerle. her yıl ağustos'ta karnaval yapılırdı. renkli renkli araçlara, ilginç elbiseli insanlar binerdi, ilerlerdik falan. sonra festivalin bitiş yerinde bir konser olurdu. festivallerde ilginç şeyler atarlardı araçlardan. benim en sevdiğim nesne fosforlu çubuktu. ışığı ertesi gün bitiyordu ama olsun. bir de atılan naneli şekerleri ve ilginç bardak altlıklarını severdim. okul hayatım çok renkliydi, sürekli arkadaşlarla inip voleyboldan tut, rpg'sine kadar oynardık. sonra evime dönüp playstation'ı oynamaya başlardım. grafikleri kötüydü ama önemli değil, mutluydum nasıl olsa. yaşamdaki beklentilerimin hepsi karşımdaydı. ama şimdi öyle değil. dereleri kuruttular, o çok sevdiğim ağaçlık alanı yakında yıkacaklar biliyorum. o güzel çam ağaçlarını kesip, yerine cami diktiler. şimdi çam ağaçlarının rahatlatıcı esintileri yerine rahatsız edici ezan sesini duyuyorum. eskiden boş arazilere oturup piknik yapardık. böceklerle iç içeydik ama hiçbir zarar gelmiyordu onlardan bize. şimdi o boş arazilere ev yaptılar. evlerde kimse oturmuyor. birkaç rus oturuyor oturuyorsa, onlar da ahlaksız zaten. şimdi deniz kenarındaki büfeleri yıktılar. artık hiçbir şarkı çalmıyor. kimse eğlenmiyor. insanlar sahile içmeye geliyor sadece. şimdi insan daha çok ama eskisi gibi ilginç insanlar yok. sahil kenarları 15 kişilik geniş ailelerden oluşuyor. hepsi çay demlemeye geliyor. çok sıkıcı. genç nüfus ve avrupalı turist eskisi kadar yok. şimdi festival yerine belediye başkanı, kutlu doğum haftası şenliği yapıyor. şu an yaşamımdan pek bir beklentim olmayabilir, ağaçlar kesilebilir, dereler kuruyabilir. ama her zaman ben antalya'yı içimde tutacağım. nereye gidersem gideyim, antalya'nın o eski barışçıl, o değerli topraklarını içimde taşıyacağım.
43 Entry Daha