buğulanan otobüs camını silen adamın el salladığını zannetmek

hayalle gerçek arasında bir sanı. ama tahayyüle daha yakın. soğuk, esiyor, serpiştiriyor da hafif. kaldırımda bilinçsiz bakışlarla, iş çıkışı, yürüyorum. sonra aniden çevirdiğim gözlerim, otobüsün camına takılıyor. basbayağı el sallıyor adam. aramızda mesafeler, nasıl olur diyorum, tanıdık mı bu? ömrümde öyle krem rengi tırençkot giyen adamla muhabbet etmişliğim de yok halbuki. görmüş geçirmiş beğenmiş de olamaz. üzerine bir de ikilem: şimdi napayım ben? el sallasam bıyık, sallamasam sakal. gören olsa 10 saniyelik an, bana 4 dakika gibi geliyor. aniden gözümün içine kocaman bir damla akıtıyor kara bulut. bakıyorum, otobüs gitmiş.