dobracılık

dobra olmak, karşıdaki şahsiyetlere göre memnuniyetsizlik verir, çünki gerçek ne varsa onu yansıtır hiç tereddütsüz tokat gibi lafını çarpmaktadır.
bizzat ben ( paw) etrafım da sayılı kişiler vardır nedenide dobracılık, lafımı sakınmam ak a ak bok a bok derim bu huyumuda kimse beyenmez, beyenenler de zaten ben gibi kişilerdir.
ben böyle bir yazarım kimse kusura bakmasın, bende yalan yok, oynamayı da beceremem...
doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali, birilerine dobra dobra fikirlerinizi söylersiniz. bazen eleştriye açık biriyse bu kişi size teşekkür eder ve sizinle daha çok sohbet etmeye başlar, hak verirse de hatalarını düzeltmeye çalışır. ama çoğunlukla eleştrilere açık olmayan insanlarla karşılaşırsınız çünkü çoğunlukturlar ve tartışırsınız fikirlerinizi kasmadan söylediğiniz için, sohbeti keserler sizle ve hatta arkanızdan bir sürü değişik hikayeler uydurarak sizi kötülemeye de başlarlar. her daim dobra olmayı seven benimseyen ve tavsiye eden biri oalrak dobra olun derim. dostlarınız az olsun, öz olsun, yeri geldiğinde hatalarınızı onlarda size yanlış anlamayacağınızı bilerek söyleyebilsinler.
patavatsızlık, ukalalık, hayalcilik, tutarsızlık ve hazımsızlık gibi duygularla karıştırılmaması gerken hassas bir kavramdır. dobra olan kişi karşısındaki kişiye de bu fırsatı verir, dinler, enine boyuna tartışır ve bu olayın sonunda kendine bir şeyler katmaktan mutlu olabilirlerse tadıdan yenmez. tek taraflı bir şey ifade etmeyeceği bilinerek yapılmalıdır. yoksa bencillik etmiş oluruz. hatta ona monolog bile denilebilir. karşılıklı anlayışın eksik olduğu yerlerde düşmanca karşılanır çünkü insanız.. malesef anlayış bekler ama gösteremeyiz yada denemeyiz bile. dobra olacağım derken üslubunuza dikkat etmez, kelimelerinizin başını sonunu hesap etmezseniz o kişiye kendini bilmez denilebilir, hazırlıklı olun. bu huy iyi bir meziyet olmakla beraber dobra olmaya asıl kendimizden başladığımız sürece bir anlam ifade eder.