...
bazen hayat dursun istiyorum daha da geç kalmadan... hayatım...o benim pürüzsüz bir h atam...sürekli bir yere yetişme çabasından farksız gözümde ama nereye, kime yada neye bilemediğim...üstelik neden yetişmeye çalıştığımı da bilemediğim özümde; sizlerde olan bu alışkanlığın kendimde görmeye çalışıyor olduğumun bir sanrısı sadece...ama sadece bir sanrı...yer edinmeye çalışmayan, delip geçen...dediğim gibi; hayatım...ve bence o da bir sanrı...yaşamaya alışkanlığı olan sizlerin arasında bulunma nedenimi görmeye çalıştığım gerçeğinin içimde yarattığı karamsar havanın mantar bulutsusu şeklinde tekrar içime geri dönmesi; atom bombasından farksız öfkelerimle doluyum... alışkanlıkların bizi varettiği şu dünyada benim yönelimim hüzünden yanaysa kime ne; hatta bana ne...en büyük özgürlüğüm şizofrenik deliliklerim...benim en büyük özgürlüğüm kaçışlarım...ama...bilemediğim...nereye...kime...neye...
...
eskilerin samimiyetini yenilerde aramaya çalışan ve bulamayanlara...
...
kanat takıp uçurur da bu d üşler uyandırır en tatlı yerinde
gün ortasında sabah seherinde hatırlanır yeniden
yatak döşek yatırır da bu düşler uyandırır en tatlı yerinde
gün ortasında sabah seherinde hatırlanır yeniden
...
sen...hayatı uzaklarda arayan...düşleriyle yanan...ve peşisıra kendini yollara vuran...senin kaçışın düşlerinden...ve senin kaçışın bir yere değil; yollara...