hamleci ibrahim

hamleci ibrahim biri dahi, bostancı neferlerinin taze rûlerinden (yüzlerinden) hamleci ibrahim'dir. elhak, nur-ı dîdedir (göz nurudur). fidan boylu, melek huylu, alnında kakülü sırma telli, incecik belli, eli ayağı gayetle dilber, lebleri (dudakları) gülbeşeker, çakıl memeler damla-i anber (anber damlası), şükufeden (çiçekten yapılmış) göbeği çukuru sünbülbeter, büzük çiçeğini sorar isek karanfil-gûster (karanfil yayan) şöyle bir içim su dellaktir. halvette ve camekan odada ak mermer üstünde yahud ki döşekte serapa üryan (baştan aşağı çıplak) serilip yattıkta (yatınca) yarağının başı tokmaklı yok uzundur, yok kalındır demeyip ve ah of etmeyip gayret-i nev-civanî (gençlik gayreti ile) ile tamamını alır ve adamın canına taze can katar. gece dahi tâ-besabah sabaha kadar) türlü türlü işveler, cilvelerle kol-bacak kemendleri ve iri kıyım hamleci oğlan ayağı uyuşturmaları, rayegân (bedava, bol bol) döşek yoldaşlığı eder ki, hamam çıplağından yâr-ı gar (vefalı arkadaş)bu kadar olur. o nazenin oğlan nakleder ki, karadeniz yalısında giresun kasabasından kopmuş ve istanbul'da saray-ı hümayun (padişah sarayı) bostancılar ocağında hamleci olan dayısı yanına gelmiş ve o adam dahi şahbazı kendi ocağında acemi nefer olmak için iltimas etmiştir. ve acemi eyyamında (acemilik günlerinde) avare olmasın için hamleciler odaları karibinde (yakınında) büyük gümrük iskelesi çarşısında berber salih çavuş'un nezdine şakird (öğrenci) deyu (diye) devam etsin demiş. işte o berberin şakirdi iken alemi velveleye vermiş, nasıl vemesin ki, şahin başında bostancı külahı, cebîn-i pâkinde (temiz alnında) kakül-ü gümrahı (sık kakülü) tel tel, çuha cepkeniyle yakışık almış, ayaklar yalın, sebike-i sim (gümüş külçe) , kalem kalem parmakları şimşir nalın ile reftar ederken (geçerken) üftadelerinde yahey...
tersane eşkiyasından zindancıbaşı saçlı deli kürt diye maruf kürt haso ağa, bu hamleci ibrahim oğlana alâka edip yoluyla takarrüb eyledikte (yaklaşınca) oğlan dahi haso ağa'ya meyleder ki, haso kapkara kıl içinde bir kara kurttur amma vechinde letafet ve endamında heybet gayetle yakışık ve reftarında levendane çâlâki (gidişindeki levend gibi çevikliği) şöyle ki ayağın pekçe bassa zemin tir tir titrer ve pençelerinde demir çubuk haşak (süprüntü, çöp) misali ve hem dahi haso ağa'da zer-i halis ile memlu (saf altın ile dolu) kesecikler vardır. zindancıbaşı, bir cuma günü hamleci ibrahim oğlanı salih çavuş'un dükkanından kaldırıp "gel sana tersane-i amirede zindanı temaşa ettireyim" deyip oğlanı alır, odasına götürür ve hamleci civana rızay-ı nev-civanisiyle (gençlik rızasıyla) fiili livatayı kürdî yarağı ile tamam icra eder. velâkin haso'nun maslahatı rub'-u meskûnda (dünyanın dörtte birini oluşturan kara kısmında) misli (benzeri) yok aygır siki misalidir ki ibrahim'in büzük kaytanı deride olup (yırtılıp) vak'a şüyu' buldukta (duyulunca) salih çavuş dükkana ve dayısı olacak herif dahi hamlacılar odasına kabul etmemekle oğlan naçâr azapkapısı'nda yeşildirekli hamam'da soyunur ve dellak peştemalın bağlar ki bu yeşildirekli hamam'ın cümle müşterileri haylaz yaramaz cündbaz (askerlik eden) tersane dilaverleri, tüvânâ (güçlü kuvvetli) kalyoncu itleri yiğitler ve denize pala çalar sandalcı ve mavunacı yalın ayaklı hayta uşaklardır ki, cümlesi zincirin kırmış kızıl kulamparalardır ve hepsinde yarak demir kazıklardır, her sefer ki ibrahim'e talep olup içeride halvetde ya taşrada camekan odada şîrâne (arslan gibi) hamle ettiklerinde, hamleci oğlanın gereği gibi hakkından gelirler ve teknesini âlâ kalafat ederler. narhı kibar ve rical (seçkinler) için olup. bir seferi 200 kuruştur. ve gece döşek yoldaşlığı üç sefer hesabıyla 1000 kuruştur. oğlan rıza gösterse, her fazla seferi 250 kuruştur. kethüday-i hamamciyan (hamamcılar kethüdası) olmamız sıfatıyla bu hamleci ibrahim'i mezkur hamamdan çıkarıp hane-i bîminnetimizde (yapılan iyiliğin başa kakılmadığı evimizde) sinemize (göğsümüze) bastık ve emenici bali oğlana döşek yoldaşı yaptık ki, iki oğlanın altlı üstlü muhabbeti ve birbirini sikişi bir özge temaşadır bir başka seyirdir).