kahve yanığı

çok edebi bir söz, değil mi? ama, ı ıh, hiç de öyle değil.

kahve yapmışsın böyle. mis gibi türk kahvesi. balkona çıkmışsın. hava biraz karanlık. sonbaharın gitmek bilmediği zamanlar. gitmesin de istiyorsun sonbahar. sigara paketini de çıkarmışsın. kimse değmeyecek keyfine. ama o da ne? kahve cumburlop değiyor ayağına. sakarlığın üzerinde. kahve yanığı.

eczaneye gidiyorsun. adama seksi ayağını gösteriyorsun. "hmmm... kahve yanığı. çok edebi. sabah kalkar kalkmaz iki edgar allan poe, öğlen yemeğinden sonra üç virgina woolf, akşam üç sylvia plath ve yatmadan önce de bir ihsan oktay anar... ve bir şeyciğin kalmaz. geçmiş olsun" demesini mi bekliyorsun adamın? cık, hiç bekleme. bir silvadiazin ve bir tane de anestol pomad veriyor. "bunları karıştırıp sürecen yanığa" diyor "geçer bir haftaya."

kahve yanağı. ne kadar da edebi bir acı.
peh!