kınalı kuzu firuz

biri dahi kınalı kuzudur ki, ism-i şerifi (şerefli adı) firuz'dur. ġehrî (meşhur) kulamparalar firuz ġah dahi derler ki, elhak (gerçekten de) padişah-ı iklim-i hüsndür (güzellik ikliminin padişahıdır). o dilberin el ayaklarında parmakları kınalıdır. arnavudiyu'l-asıl (arnavud asıllı) olup, gözleri kanlı taze delikanlı olup vilayetinden ("memleketinden" anlamında) geldikte çardaklı hamam'da hemşehri odasına misafir olmuş, o dellak-i pelid (pis tellak) firuz'u sikip eritmiş, beline dellak peştemalını bağlayıp kese ve sabun ve lif ve lenger ile sanatını talim edip ortağı etmiştir. mürüvvet (mertlik) sahibi kulampara biraderlerimiz, çardaklı hamam'a vardıklarında "bir kınalı kuzucağımız vardır" dedikte, o hayvan firuz'u getirip el öptürür, makbule geçer makuleden olmakla (makbule geçer zannederek) iltifat gördükte (görünce) "efendim, ortaklık yoludur. oğlanın başını tutsam (tutmam) gerektir" deyip o lâîn (şeytan gibi kovulmuş) arvavud şaki firuz'un boynuna kol kemendini attıkta (atınca) oğlanın götünü nur topu misali domalır ki, aşkolsun o oğlana yarak basana. iş bittikte oğlan su dokunup peştemalını bağlanıp el öpüp "yine beklerim ağam, buyur" deyip çıkar ve bahşişini ve kanun-u narh üzre (narh kanununa göre belirlenmiş) livata ücretini ortağı dellak alır. bir böyle pervasız arnavudun yezididir ki, firuz'a götününnün kazancından birkaç akçe güç ile (zorla) verir imiş.