öğrenilmiş çaresizlik

kurbağalar arasında düzenlenen bir yarış da hedef yüksek bir kulenin tepesine çıkmak. kurbağaların hepsi toplanmış ve bu yarışı izleyecekler. derken yarış başlamış. seyircilerden hiçbiri yarışmacıların kuleye çıkabileceğine inanmıyor ve sürekli
-zavallılar, hiçbir zaman başaramayacaksınız diye bagırıyorlar..
kurbağalarda yoruldukça yarışı teker teker bırakıyorlarmış. kötü tezahurata ragmen yalnızca bir tanesi inatla kulenin tepesine tırmanmaya çalışıyormuş. yarışmacıların hepsinin ümidi tükenmiş ama son kurbağa büyük bi gayretle hedefe ulaşmış. diğerleri hayretle nasıl yaptığını sorduğu anda kuleye çıkan kurbağanın sağır olduğu anlaşılmış.
öğrenilmiş çaresizlik, insanın yapabileceği bir şeyi yapamayacağına inanması, çevre etkileriyle yapmaya teşebbüs etmesine cesaretinin olmamasıdır. bazı ebeveynlerin çocukları için kullandıkları sen bunu yapamazsın, sen kim bunu yapmak kim, yapabileceğinin en iyisi bu.. gibi sözleri aslında çocuklarının hayal dünyasını yerle bir ederken, geleceğe ait ümitlerini de bir daha yeşermemek üzere çürütmektedir. en iyisi bu tür insanlara karşı sağır olmak, onları duymazdan gelmektir.
galatasarayın fenerbahçe önündeki durumu ya da fenerbahçenin türkiye kupasını alamaması buna örnektir diyebiliriz. *
depresyon un nedenini açıklamaya yönelik bir teori. bünye alışmış bir kere, çözüm bulmuyor, çekiyor
da çekiyor, kurtulmak için ilaç almak dışında bir çaba göstermiyor.
günümüz insanına dayatılan ya da hayatına sokulan bir düşünce yapısı veya yaşam biçimi diyebiliriz.