sakalları bile bana doğru uzamalı denilen insan

tek başına mülkiyet durumu, iştirak halinde mülkiyete tepki olarak doğmuştur.

bana meyilli olsun tek başına yetmek için elimden geleni yaparım ama karşılığına hep bana kök salsın şeklinde betime konu olmuştur. birinin sakalına dokununca bile o an ne geçtiğine bakılarak hissedilenden anlam çıkarılabilir. tam tersi "öyle uzaklaştım ki saçlarım bile ona kırıldı."dır. kırılmış saç, tamiri olmayan bir denklemdir.
bu hislere, arzulara, mottolara (ehmmm, başka ne vardı?) sahip insanlar hayatta gerçekten aradıklarını buluyorlar mı acaba? cidden merak ediyorum. ben de metabolizma (!) olarak tek eşlilik işleviyle sınırlıyım (bazıları, benim gibi bazıları eşcinsel prototipine uyma konusunda hakikaten yeteneksiz oluyor) ama bu derecesi... hani, düşünüyorum da, bulabiliyorlarsa, haydi buldular, makul sürelerde devam ettirebiliyorlarsa, senden, benden, bizden çok daha mutlu olsalar gerek.

böyle lafları eden karşı cinsten biri olduğunda aynen kezban etiketini yiyebiliyor.