vincent van gogh

1853-1890 tarihleri arasında yaşamış, hollandalı ressam. empresyonizmin öncülerindendir.
hayatı boyunca aşık olduğu nerdeyse tüm kadınlar tarafından reddedilen, birçoğu kiliseye, başvurduğu işlere alınmayan, büyük ressam... ayrıca dini yanı oldukça kuvvetlidir, ayinler yönetmiştir
'ah yaşamımı, tanrı'ya ve onun öğretisine,hizmete tümüyle adamanın yolunu bir gösteren olsa' demiştir, kardeşi theo'ya mektubunda, van gogh'a göre tanrı'yı tanımanın en iyi yolu bir şeyi çok sevmektir,bir dönem yatakta uyumayı reddedip yerde yatar, sevdiği kadın için elinden geleni yapar 'belki de hakkımda türlü şeyler söyleyecekler sana,durumu zorladığım falan, oysa aşkta zorlamanın gülünç olduğunu kim bilmez?' yazdığı mektubunun sonunda 'kararım şu; onu o kadar uzun süre seveceğim ki, sonunda o da beni sevecek' diyerek, kalbimi çok fena fethetmiş, şirin aşık
intiharlarından birinde en sevdiği rengi, sarıyı yutarak ölmeye çalışmış ama kurtulmuştur,sonuncusunda göğsüne ateş ederek hayatına 37 yaşında son verir,en sevdiğim çalışması patates yiyenlerdir http://www.ressamlar.gen.tr/vincent-van-... nedense kalbimin çok ısındığı ressamdır
abd'li adli tıp uzmanı vincent di maio göre;intihar etmediği,öldürüldü iddia edilmiş. iki sanat eleştirmeni;steven naifeh ve gregory white smith bir makale kaleme almışlar ve onlara göre fransız bir genç;rene secretan ressamı vuran kişi. cebinden çıkan not da,intihar notu değil kardeşi theo'ya yazdığı bir mektupmuş.
bu teorilerini doğrulamak için de adli tıp uzmanı vincent di maio'ya başvurmuş bu ikili. maio'ya göre ise;ressamın elinde hiç yanık izi olmayışı şüpheli zira 1890'lı yıllarda iz bırakan siyah barut kullanılıyordu ve yara izlerinin tarifine bakılırsa,ressam yakın mesafeden vurulmuş demiş.

bu adamın paris'e gelmeden önceki resimleriyle,sonraki resimleri arasında ciddi farklar var. özellikle renklerde artan canlılık bariz fark ediyor,ee akdeniz havası iyi gelmiş ressama. birde kim yapmış bilmiyorum ama ressamın "yıldızlı gece" resmini, katsushika hokusai'nin; "kanagawa açıklarında büyük dalga" resmiyle birleştirmişler. ortaya da şöyle bir şey çıkmış,şahsen ben beğendim.
"yetim adamlar" serisinde yer alan 37 eserinden birinin tablosu tokat'ta bulunmuş olduğu öne sürülen ressam
hollanda'da müzesine gittiğinde intiharına götüren süreci anlatmışlardı. van gogh'da bir göz hastalığı varmış, çözümü olmayan, bu göz hastalığı önce nesneleri bulanıklaştırıyor, sonra böyle renkleri daire daire görüyorsun, sonra tümden kör oluyorsun. van gogh'un ilk eserleri ile son eserlerine baktığınızda, son tablolarında geniş parlak halkalara yer vermesi bu göz hastalığının etkisi, artık öyle görüyor her tarafı onu yansıtıyor tuvale, zaten sonra iyice göz gidip bunalıma girince de öldürüyor kendini. çok acıklı bir hikaye.
fizikçi werner heisenberg şöyle diyor: "tanrıyla karşılaştığımda o'na iki soru soracağım: neden izafiyet? ve neden türbülans? ilki için bir cevabı olacağına gerçekten inanıyorum." türbülansı matematiksel olarak anlamak zor olsa da, nasıl göründüğünü resmetmek için sanatı kullanabiliriz.