haz veren şeyler iyidir, haz vermeyen kötüdür. buna bağlı olarak haz veren davranışlar ahlaklı bir davranışlardır. kişi sadece kendi hazzını bilebilir, başkalarınınkini bilemez.
ailemin beni psikiyatriste beni "düzeltmek" üzere götürmesiyle başladığım süreçtir.
hormon alıp sesimin kalınlaşması, cildimde meydana gelen farklılıklar, kas kütlemin artması vücudumun şekil değiştirmesi ve gün geçtikçe kendi tanımımla daha da adam oluşumun bana verdiği mutluluğu cümlelere dökebilmem ne kadar mümkün bilmiyorum. operasyonlar ağrı dolu olsa da bir trans birey için çekmesi ağır tatlı acılardır.
zorlukları mutluluğundan çok olsa da trans bireyin kendine kavuşacağı süreçtir. yine de güzeldir vesselam.
birkaç sene önce böyle bir haber okumuştum. lezbiyenler için durum daha avantajlı görünüyordu zira iki kadından alınan yumurtanın verilen minik bir elektrik akımıyla birbirini döllediği öne sürülüyordu. gay bireyler içinde iki spermi birleştirip bir yumurtayı döllüyorlardı.
şimdi okuduğum haberdeyse insan derisinden sperm ve yumurta üretilebildiği öne sürülüyor. öyleyse trans erkek ve trans kadınlar için de devrim niteliğinde bir olay olur.
zeynep, aile baskısıyla evlenmekten kaçan fatih'e "yoksa sen şey misin?" diyerek iyi güldürdü beni. güzel bir dizi olacak gibi duruyor, umarım sonradan bozmazlar.
cemal süreya'ya ait olmadığını, sosyal medyada paylaşılan bir yazının cemal üzerinden ünlenme amacıyla yayınlandığını düşündüğüm yazı.
kadınlar susarak gider...
çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir. kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. genellikle ne cevap alır? abuk sabuk konuşma! gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez. bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. daha önemlisi, o adamı hala seviyordur. kadın susarak gider! en önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. o gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadındır. bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.
ailemin beni psikiyatriste beni "düzeltmek" üzere götürmesiyle başladığım süreçtir.
hormon alıp sesimin kalınlaşması, cildimde meydana gelen farklılıklar, kas kütlemin artması vücudumun şekil değiştirmesi ve gün geçtikçe kendi tanımımla daha da adam oluşumun bana verdiği mutluluğu cümlelere dökebilmem ne kadar mümkün bilmiyorum. operasyonlar ağrı dolu olsa da bir trans birey için çekmesi ağır tatlı acılardır.
zorlukları mutluluğundan çok olsa da trans bireyin kendine kavuşacağı süreçtir. yine de güzeldir vesselam.
tanzimat edebiyatının öncü ismidir. edebiyatımızda batılı anlamda birçok ilki vermiştir. ilk tiyatromuz şair evlenmesinin yazarıdır. ilk noktalama işaretlerini kullanan, batılı anlamda ilk fablı yazan (tercüme-i manzume), ilk özel gazetemiz tercüman-ı ahval'i agah efendi ile çıkaran, ilk makalemiz tercüman-ı ahval mukaddimesini yazan kişidir.