bundan 100 yıl kadar önce kadınlara armağan edilen gündür. çıkış konusu daha eskilere dayanır. amerikada greve giden kalabalık bir işçi grubunun çıkan yangında yanarak ölmeleri ve bu ölenlerin çoğunun kadın olması asıl sebebidir.
tüm dünya ve türkiye, özellikle orta doğu ve türkiyede kadınlarına artık ezdirmeyin kendinizi, sizler seks objesi değil, köle hiç değilsiniz dediğim gündür. sözlükte ne kadar erkek popülasyonu yüksek olsa da umarım duyuyordur birileri sesimizi bu güzel günde.
yüzyıllarca sizlere şiirler yazıldı, sizin figürleriniz duvarlara kazındı.
sizlerin içinde biraz biz, bizlerin içinde de biraz siz varsınız...
bazen anne, bazen kardeş, bazen sevgilimizsiniz ve tüm güzellikleri hakediyorsunuz.
gününüz kutlu olsun.
kadın deyince akıllara anne, eş, kız kardeş, teyze hala vb vs gibi sıfatlar geliyorsa hala yanlış bir durumdayız diye düşünüyorum. kadın denildiğinde bir birey ve insan akıllara geliyorsa o zaman sorun ortadan kalkacaktır ve kadın-erkek ayrımı olmaksızın birlikte yaşamaya başlayacağız. çok didaktik yazdım ama durum bu....
pop müziğin sevilen ismi tarkan, 8 mart dünya kadınlar günü için oldukça sert bir mesaj yayınladı.
işte tarkan'ın o mesajı:
8 mart dünya kadınlar günü, aslında takvimimizin çok derin acılarla yüklü bir günüdür ve kutlanacak bir gün de değildir bence
anneyi, anneliği kutsal sayan bu toplumda erkekler ne yazık ki hâlâ kadınları, kızları öldürüyor! bu çelişkiyi anlamak mümkün değil!
bir yandan annesini, anneliği kutsuyor; diğer yandan başka annelere, anne adaylarına işkence ediyor, dövüyor. hatta emeklerini sonuna kadar sömürüyor. onların özgürlüğünü ellerinden alıyor.
kutsalla namus arasında sıkışmış bir erkekliğin zorbalığı tetikleyen hastalıklı zihnidir bu
öyle bir erkek zihni oluşturulmuş ki, sadece kendi var oluşunu kabul ediyor; yakınlarındaki kadınlara, kendi izni ve onayı dışında var olma, gelişme, düşünme, hissetme, konuşma şansı tanımıyor... onaylamadığı bir durumla karşılaşınca da, zihninin doğruladığı herhangi bir gerekçeye sığınıp onlara her türlü şiddeti uyguluyor, hatta öldürüyor, bazen de diri diri toprağa gömüyor
bu günün kutlanması için;
erkek zulmüne uğramakta olan bütün kadınların acılarının dinmesi, ölüm ve şiddet riskinden kurtulmaları, çocuk gelinlerin kurtarılmaları ve bütün kadınların özgürleşmeleri gerekir...
hukukun, şiddete maruz kalan kadınları daha fazla desteklemesi gerekir...
hepimizin, kadınlara uygulanan şiddete karşı bilinçlenmesi ve sonuna kadar savaşması gerekir...
2012 ilkbaharında, ömrüm boyunca yalnız bir kere yaşayabileceğim tuhaf kutlamaya sebebiyet veren gün. * bu yılsa etimek tatlısı yiyerek ve türkiye?de kadın olmanın * zorluklarını düşünerek kutlamayı(!) düşünüyorum bu günü. ama dün düşündüm de... en azından sünnet olmadığım için bile ayrı bir mutluluk duyabilirim cinsiyetimden. ***
tarihçesi 1857'ye kadar dayanır, 8 mart 1857'de greve giden tekstil işçileri polis şiddetiyle karşılaşınca kendilerini fabrikaya kilitlerler. ardından ne büyük talihsizliktir ki yangın çıkar* ve polis barikatıyla yangın arasında kalan tam 129 işçi can verir. 1912de ise danimarkada toplanan ulusal sosyalist kadınlar günü bu talihsizliği dünya emekçi kadınlar günü olarak anmaya başlar. başlangıçta farklı ülkelerde bahar aylarında kutlanıyordu, martın sonu, nisana kadar bile gidiyormuş, 1975de ise birleşmiş milletler 8 mart'ı dünya kadınlar günü olarak kabul edince devamında diğer ülkelerde de bi kesinliğe kavuştu bu durum.
sadece kadınlar günü deyip geçiştirmeyin sevgili sözlük, kadına şiddet, okumak istediği için öldürülen ya da evlilik içi tecavüz, maddi manevi taciz, kadın işçilere uygulanan düşük ücret gibi konulara duyarlı olmak lazım diyorum.
tıpkı 1 mayıs'ta olduğu gibi ana akım medya, politik arena ve bazı stk'lar tarafından eylem günü olmaktan çıkarılıp sanki bir tür anma ya da şenlik günüymüş gibi şekillendirilmeye çalışılan tarihtir.
bu tür tarihsel noktalar yıl içine yayılması gereken eylem ve aktivitelerin sıradanlaşmaması için bir tür eylemsel pike noktası olduğu ve hareketi sarsıp tazeledikleri sürece işlevseldir. aksi takdirde daha şimdiden emekçi kelimesini atıp kadınlar gününe çevrilmiş olan bu tarih yakın zamanda 'acaba ne hadiye alsak' saçmalığından öteye geçmeyen sahte duyarlılıkların ve serbest pazarın oyuncağı olacaktır.