ben seninle uzun bir araf yaşadım ölümlere gittim geldim diyor. sığmam dünya yüzünde bir yere artık. nereden geçsem benim değil, kalamam bir yerde. o demiyor, ben diyorum. demiyorum, yağmur diyor. sana sarılmış kalmış ilk günüm ben. böyle demişim o gün bugün öyle diyor. o günden bir yağmur çiçeği, önümde duruyor. bir davul sesi, bir davulun yıllarca titreşen sesi, düz duvardan düşürmüş beni. tutunamamaklığım bundan, düşmüşüm, komadan, uzun uzun uzamış kollarım. kola benzemiyor. yerde yatan, komadaki, duvarda tutunmaktan düşen diyor; ağlama balım, değmez hiçbir şey senin gözünden akan yaşa. komadaki diyor; ben hala sarılıyım beline senin. istanbul ney sesi olmuştu o gün bugün üflüyor... senin yüzün bende, senin yüzün bende. hala, diyor. vurmalı vurmalı o sesler içime değiyor. bir müzik parçası çalıyor içeride: içimde bir parça; ne kopuyor ne ölüyor. gitmek ölüm bana, kalmak haram, adını bilmiyordum sonra öğrendim: she left home.