türk devrimi

diğer devrimlerin aksine, toplumdan devlete değil de, devletten topluma doğrudur. fransız devriminde, öncesinde rousseau, voltaire, diderot gibi entelektüellerin fikirleriyle beslenen halk, uzun bir düşünsel hazırlık dönemi sonrası, şiddet kullanarak, toplumsal bir talep sonucu hak ve özgürlüklerini almıştır--rus devrimi, reform, feminist ve siyahi ayaklanmalarda olduğu gibi-- bu yönüyle türk devriminin, 1920-23 arası kısa bir hazırlık dönemi olması, halkın isteğiyle değil de devletin isteğiyle gerçekleşmesi sebebiyle dünya tarihinde örneği çok azdır. cumhuriyet, saltanatın kaldırılması, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi gibi radikal devrimler, osmanlı düşünce hayatında yer almadığı gibi, tamamen atatürk'ün kendisine aittir. hatta bazıları, devrimlerin yerleşmemisinin sebebini buna bağlarlar ve bence de haklılardır.
uçurumun kenarındaki yıkık, harabe bir ülkeyi; vatandaşlarının gurur duyacağı, çağdaş cemiyetlere kolayca eklemlenebilecek bir seviye getiren güçlü ve akılcı bir devrimdir. tabii bu devrime alt yapıyı hazırlayan osmanlı'nın payını yatsımamak gerek. tanzimatlar, ıslahatlar aslında iyi niyetli ya da değil yaklaşık 50 yıl sonrasına hizmet edecek şekilde işlemiştir.