afife jale

türk tiyatrosunda sahneye çıkan ilk müslüman kadın oyuncu.
asıl adı afife olan oyuncu oyunundaki jale ismi üzerine yapışınca afife jale olarak kaldı.
afife almamak gereken kadın oyuncudur. zira öncü bir kişiliktir.
mutsuz bir hayatı olmuştur afife jale'nin. uyuşturucu bağımlısıdır, bu yüzden eşi ünlü bestekar selahattin pınar ile boşanmışlardır. oysa selahattin pınar onu adına besteler yapacak kadar çok sevmiştir. nereden sevdim o zalim kadını adlı bestesini de afife jale'ye yaptıgı söylenir. afife jale selahattin pınar'dan ayrıldıktan sonra ömrünün geri kalan kısmını bir düşkünler evinde yapayalnız geçirmiş, 1941'de yaşama gözlerini yummuştur.
böyle bir kavram var ise tiyatro şehidi odur. afife jale’nin tüm hayatı belki berbat değildi fakat mutsuz günleri daha bir ağırlıktadır. tutkusu olan tiyatro, onun yıkımını getirmiştir. müslüman bir kadın olarak tiyatroya çıktığı için tutuklanır, tokat yer; hazmedemez, gururludur. üstteki yazarların dediği gibi uyuşturucu bağımlısı denir mi bilemiyorum zira kendisi morfinman imiş; migren ağrılarıyla baş edemediği için sapık bir eczacı onu bu yola sokmuş, kendisine bağımlı hale getirmiş, sonrası malum...

ayrıca düşkünler evi değil, balıklı rum hastahanesi’nde ölmüştür diye biliyorum. ölümden bir önceki durağı ise bir başka hastahane olan bakırköy ruh ve sinir...’dir. bağımlı birini buraya koymaları çağın bir başka acayipliklerinden. kendisi “ben deli değilim” diye zar zor sesini duyurarak kurtulmuş oradan, delilerin arasından.

çok cesur fakat bünyesi de bir o kadar narin biridir afife. aileden, vefadan yoksun bir başına kalmanın, otorite tarafından cezalandırılmışlığın, şöhretin gelip geçince tecrit edilmişliğin timsalidir.