ayı sözlük itiraf

2176 Entry Daha
hayatımın belki de en büyük itirafını yazacağım. sakladıkça içimde çok fazla yara alan bir durum. alttaki yazara soracaklarım var başlığında sormayı gerek gördüğüm ve cevabını bir türlü alamadığım bir yaşam hikayem aslında.


yaşım o zamanlar daha 6 veyahut 7. rize / çayeli'nin bir köyünde 2 katlı ve göreceli bir müstakil evde oturuyoruz. bizim dışımızda çoğu ailelerin inekleri ve keçileri var. tam olarak hatırlamadığım ama belirginlik olarak varsaydığım öğle ile ikindi vakitleri arasında evden yaklaşık 1 km uzaklıktaki bir evin altında mevcut olan ahırın içindeki inekleri sevmeye gittim ( bu evin sahipleri akrabam oluyor ). güle oynaya içeri girdim ve içerideki orta yaşlı akraba dediğim insana yaklaşarak inekleri sevmek istediğimi belirttim. gözlerimin içine baktı ve biraz bekle beni dedi. adeta dün olmuş gibi hatırlıyordum. eve çıkarken terlikleri ile merdivende çıkarttığı ses aslında çok farklı şeyleri bana anlatmak istiyordu ama anlamadım, anlayamadım. 5 dakika geçmeden elinde çikolatalarla geldi. ben inekleri izlerken birkaç tanesini o anki mutlulukla cebime ve diğer kalanlarıda hızlı bir biçimde ağzıma tıkıştırdım. o esnada " ben şurada tuvaletimi yapacağım sakın arkanı dönme " dedi. tamam amca diyip çikolataların keyfini sürüyordum. içerinin ışığı açıldı ve kapı bir anda o amca tarafından kapatıldı. bel altı çırılçıplak bir halde üzerime doğru geliyordu. korkuyordum ve çaresizdim. elleri ile kafamı tuttuğu anda kitlenip kalmıştım. ağlayamıyor ya da bağıramıyordum. bu benim için büyük bir felaketti. ben ailemin o yaşta yüz karası bir evladı gibiydim... işini görmüştü ve yüzünde koskoca korkunç bir gülümseme vardı. " eğer çikolata istersen dedi, eğer istersen yarın tekrar uğra dedi. " yüzündeki tebessümden ödün vermeden. el kadar çocuğum nasıl karşı koyabilirdim ki? yaşım ilerledi... babamın işi gereği istanbula taşınmak zorunda kaldık. babama libya'dan bir iş teklifi gelmiş ve gerçekten zengin olabileceğimizi düşünmüştü. gitti... babamın gidişinin ardından annem rahatsızlanmıştı ve ev işleri haliyle biz çocuklara kalmıştı. 15 yaşındaydım ve lise sonrası bir fırında tezgaha yardım ediyordum. gecenin bir vakti eve gidip, sabahın en erken saatlerinde kalkıp olan ödevlerimi hazırlıyor ve çalışacağım yerler varsa onlara ağırlık gösteriyordum. liseyi bitirdim. ardından da askerliği. herşeye çok güzel bir kalem çekmiştim. çok sevdiğim bir abime başımdan geçenleri ve asıl kimliğimi anlattım. bir hafta sonra ki gerçekleşecek olan bir sempozyumdan bahsetti. orada açılmamı ve insanlara aslında nasıl zor bir hayat geçirdiğimi anlatmamı istedi. kabul ettim. sempozyum yalova'daydı. sabah erken bir vakitte arabaya atladık ve sempozyumun yolunu tuttuk. kalbim çok hızlı bir şekilde atmakla beraber, gitmemem gerektiğini ve başıma çok daha kötü şeylerin gelebilme olasılığının yüksek olduğunu anlatmaya çalışıyordu. nihayetinde gelmiştik. beynimin az da olsa yoğun düşüncelerden kurtulup rahatlaması gerekiyordu. sempozyumun başlamasına yaklaşık bir saat vardı. oturdum ve 1 saat boyunca yaklaşık 10 sigara içtmiştim. kendime gelmiş ve bana yönelebilecek bütün sorulara karşı ayakta durabilecektim. sahi, en kötü ne sorabilirlerdi ki? onlardan yaşça ufak ve daha masumdum. sempozyum başlamış ve bir kadının sesi ile biyografim anlatılıyordu. yaklaşık 3 dakika süren biyografi sonrası soruları karşılamak için kürsüye davet edildim. sorular ardı arkası kesilmeden geliyordu. sorular o kadar saçma ve o kadar uyduruktu ki cevap verirken bile kahkaha atmak istiyordum. sempozyumun bitmesine hemen hemen 1 saat civarında bir süre kalmıştı. herşey düşündüğümün tam aksine çok daha iyi gidiyordu. ta ki heteroseksüel bir kadının o sorusunu bana yöneltene kadar... " o zaman ki acıyı şu an keyif alarak mı yaptırıyorsun? yoksa o zamanda zevk almış lakin bunu açıklamaktan mı korkmuştun? " dedi. aman allahım! nutkum tutulmuş ağzımı bile açamıyordum. bu nasıl bi soruydu ki o güne beni geri götürdü. o nasıl bi soruydu ki insanlık gözümün önünde bir anda öldü... hiç birşey diyemeden ağlayarak kürsüden ayrıldım... artık kime, neden güvenebileceğimi hiç bilmiyordum.
1433 Entry Daha