ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
içimi dökmek istiyorum sözlük. directx'e ilk başladığımda yıl 2008'di. çok heyecanlanmıştım. ekrana kıytırık bir üçgen çizdirmesi bile çok heyecanlandırıyordu. oyun yapımının iç kısımlarını öğreniyordum ve bu benim tamamen kendi başarımdı. gerçi üçgen çizdirmekten öteye gidememiştim. neyse, bir ara da oyun motoru yazmıştım. o da çok eğlenceliydi, çok başarılı hissetmiştim. sorun şu: bu aralar keyfi amaçlarla yine başladım directx'e, fena da gitmiyor, anlamakta çok zorlanmıyorum ama sanki her şey geçmiş gitmiş de, artık bir şeylerin sonuna kalmışım gibi hissediyorum. sanki çok önceden uğraşmalıymışım gibi, artık uğraşmanın bir anlamı yokmuş gibi geliyor. sanki yaşım çok büyük gibi. bu yaz, eski hevesimi tekrar kazanmam gerekiyor sözlük. yine eski hevesimi açığa çıkarmam gerekiyor.
bizim fakültede gay varmış sözlük. şoke oldum.

bi de şey... ornitoloji dersindeki asistan çok tatlı. yerim ben onu. dersi anlatırken arazide yanından hiç ayrılasım gelmiyo.
alkol - sigara kullanmayan - hap ot bok üçgenine hiç girmemiş - hanım evladı sütlaç kaşıklarken film izleyen kız kalmamış.yok yok kalmamış...neresinden tutarsam kopuyor bu kadın denilen varlık herkes aşık olmak istiyor ama kimse hayatında birini istemiyor , paraya eğlenceye gezip tozmaya herkes aç...herkesle konuş ama yok ben aşk arömöyöröm hörköslö könöşöröm...sıkın totonuzu da biraz sadakat besleyip tek kişi ile bu duyguları yaşayın kendi içinizde çoğaltın yeşertin bir orman oluşturun.sahte sahte hareketler, ne idüğü belirsiz yaşamlar araba tepesinde gezmeler her gece başkalarıyla yatmalar içkili sigaralı barlı yataklı pozlar beden - ruh kirliliği...mutlu olamamanız doğal değil mi? bana çok doğal geliyor / siz hiç dedenizle anneannenizle annenizle babanızla büyümediniz mi ahlak sahibi olmak için gecikme sebepleriniz neler? yetim bile olsan yoksun olmamalısın arkadaş
beyin satılsa alıp alıp dağıtıcam sırf hayrına
hiçbir şey rayına oturmuyor, üstüne yenileri ekleniyor, iyi olanlar da eksiliyor. ulan hakkaten hayat ne kaka bi şey.
üç gün önce dayı olmam sebebiyle gerçekleştirdiğim ankara ziyareti sonucu istanbul'un her metrekaresinden nefret ettiğimi fark ettim. dönmek istemiyorum oraya ama artık çok geç.
hiç gitmemiş olmayı dilerdim.
bugün ameliyat tarihi almak için doktora gittim. bi de ne göreyim. çok tatlı, galiba üniversiteli bir asistan. götümü soydu, götümün üstünü gördü. orada soyundurup beni halletseydi... ay neler düşünüyorum böyle. çok tatlıydı.
nasıl bir yoğunluk içine girdiysem skye ve ross'un yeni şarkılarının tam on gün sonra çıktığını öğrenebilip dinleyebildim. kendime ayırabildiğim iki parça vaktin de uykuya muhtaç yorgun bünyeye gideceğini düşünememiştim. bundan başka, iş dışında ilerlettiğim akademik ilerleyiş muhabbetim de boka sarmak üzere, vizeler geliyor... bugün biraz ders bakcam inş. bir de şu kocaman duygusal boşluk yok mu, alıp götürmese beni, aklımı, onun olduğu yere. kendimle kalmış olmam beni geçmişe de şöyle bir sürükledi. aşk gerek, kendine bölünemeyen insan elin oğluna ne verecek

tüm bunları vakitsizlik başlığı altında birilerine anlattığımda " eee sen istedin terfiyi, kendin yaptın, şikayet etme " diyorlar ya, böyle ağızlarının ortasına ortasına vurasım geliyor.
kız taşak oldum ya iki birada*
uyumak dışında her şeyden bıktım.
vicdan muhasebesi yapıyorum. bugün metroya bindiğimde boş yer buldum uzun zaman sonra oturdum hemen, oturur oturmaz yanımda oturan kişi kafasını çevirip bana baktı ve kafasını hiç çevirmeyince ben de hayırdır demek için baktım ve engelli olduğunu farkettim. elimi tuttu bir anda ben de gülümseyip elimi çektim yanında babası olduğunu tahmin ettiğim kişi de kusura bakmayın dedi yok canım ne kusuru deyip geçiştirdim. sonra iki elimi tuttu sıkı sıkı, daha sonra ki hamlesini tahmin edemediğim için hızlıca ellerimi çekip yanından kalktım. ne yapmalıydım bilmiyordum, ne tepki vereceğini ya da nasıl yaklaşmam gerektiğini. acaba üzülmüş müdür?
digimon story cyber sleuth'ta zor bir boss'u yenmiştim, o sırada fişin birisi yandı, yanık kokuları falan gelmeye başladı, babamgil şalterleri kapatmak zorunda kaldı, bütün ilerleyişim boşa gitti.
okuduğum kitap açıkken uyuyamıyorum.içindeki kahramanlar ben gece uyurken odamda dolaşırlar diye.
bugün bozulan telefonumu servise götürdüm ve ne yazık ki format atmak zorunda kaldılar telefona. silinen fotoğraf ve videolara o kadar üzüldüm ki eve dönerken deli gibi ağladım. belki abartılı bir tepki veriyorum ama hakkaten çok önemli geliyor o görüntüler bana. güzel bir şeyler vardı ve hep güzel olarak kalacaktı onlar fotoğraflarda. içimden bir şeyler kopmuş gibi hissediyorum şu an.
kendimi terk edilmiş ve geride kalmış hissediyorum.
bugün iki dişimi çektiler. birisi 20 yaş, birisi de kırık azı dişiydi. o dişten gelen kıtır kıtır sesler, başımın dönmesine, kusmama, mide ağrıma, susamama neden oldu sözlük. zor kendime geldim. neyse, resepsiyondaki oğlan çok tatlıydı. birbirimize bakıştık. keşke bi alevlenmeler falan olsaydı. tam ısırmalıktı. hafif bear, hafif de serseri bi tipi vardı. kolyeli erkekleri severim zaten.
kendimi kaşar hissediyorum.
merkür geçişinin etkisi midir, bol integralli sorular ya da aklımda kalan tatlardan, anılardan mıdır bilmem yaklaşık bir saattir canım acayip küçük sezar * çekiyor. ne sbarro, ne pizza hut. direkt küçük sezar yiyesim var yiyesim var diye söyleniyorum içimden. yakınlarımda bir şubesi olmaması gerçekten üzücü.
kendi hayat çizgimden uzak, fikirlerimden uzak, sahip olduğum ahlak ve etik değerlerden uzak, laftan anlamaya hiçbir zaman müsait olmayan kişileri aşağalayıp laf sokup hayatımdan tekmeleye tekmeleye göndermeyi seviyorum sözlük.ne yapıyım benim de tarzım bu illa kötü karakterimi sergilemem için teşvik ediyorlar.
yemek yiyemiyorum.
iki dişimi çektirdim çünkü.
elim ayağım titriyor açlıktan.
hazır çorba tozları ile doymuyorum.
ekmek çiğneyemiyorum bile.
çok acı çekiyorum.
geçirdiğim ve geçireceğim ameliyatlar yüzünden sikişemiyorum bile. öpüşemiyorum bile.
bazen(değil her zaman) dünyaya sadece acı çekmek için geldiğimi düşünmüyor değilim.
bu ilk ameliyatım da değil ayrıca.
çok yoruldum.
şöyle 1 yıl falan uyusam ne güzel olur.

arkana bak...
  • /
  • 181