düşüncelerinize saygıyla olduğu kadar kaygıyla da yaklaşıyorum...bir zamanlar erkek seven erkeğe veren tepkilerle cumaya giden gay'e veren tepkilerin aynı karanlık mağaralardan çıktığını düşünüyorum. düz düşünen,hayatında sadece tek ve teklere adanmış,kutupsuz dünyada yaşayamayan insan olmaktan çıkalım.... insan istediğine tapar istediğini sever ve bu diğer godzillaları ilgilendirmez
artık aklıma gelmiyor önceden beraber gittiğimiz yerlere gidebiliyorum özel alanlarımızı kamulaştırdım ama bana aşıladığı fiziksel özgüvensizliği bir türlü atamıyorum ...bu nedenle de kendisinden kurtulmuş olamıyorum...tişikkkirlir....
afife jale ödüllerinde en iyi erkek oyuncu dalında adayım.ödül törenine kadınların sahneden indirilmesini protesto etmek için draq queen olarak girmeye karar vermişim..sevmediğim bir kızla elbise bakıyorum...elbiseye karar veremedim ödül törenine gidemedim nedeni zırıldayan alarmım!!!
dipnot:arkadaşlarımdan şu an atar yiyorum neden elbise bakmaya onlarla gitmedik diye...(rüyada değil alarm sonrası)
haşlanmış yumurta önce ikiye sonrasında 4 eş parçaya dilimlenir.yumurta dilimlerinin üstüne önce tuz sonrasında karabiber ve en son kimyon serpiştirilir...tuz-baharat sıralaması değişirse olmaz o yumurta yenmez....:ı
yeni şarkıları so many plans'i birkaç gün önce salmış grup. yine harika, yine ılık ılık içine doluyor insanın. öyle güzeller, öyle safe place'ler can içlerim...
yarın itibari ile 38 gün kalmış olacak ve benim başvurmak dışında hiçbir şey yapmadığım sınavdır. şöyle kafamı kaldırdığımda kırbaçlayacak bir koça ihtiyacım var yoksa olabilitesi yok. maalesef çemişgezek'e falan atanmadan burnum sürtmeden akıllanmayacağım galiba.
dar kaldırımda konuşarak yavaş yavaş yürüyen teyzelerin yanından geçmeye çabalamaktır. dünyanın en zor durumlarından biridir dostlar. "eve kaç saat geç kalırım acaba? annemi arayıp haber vermeli miyim?" diye düşündürür. düşman başına...
biliyorsunuz ki özellikle bulunduğumuz coğrafyada neredeyse görmezden gelinmek ve kabul edilmemek gibi bir sorunla karşı karşıyayız. sayı azımsanamayacak kadar çok, ancak gizli yaşama mücadelesi yüzünden normalleşemiyoruz. cesur olanlarımız bir şekilde sokağa çıkıyor-du- ancak yetmiyor.
aslında sorunun temelini incelediğimizde bulunduğun toplum zemininde kendini duyurman mümkün mü bunu anlamalıyız. kabul edilmen ve aydınlatman mümkün mü? öncelikle onur yürüyüşlerine hep birlikte göz atalım. en gözde slogan.
"velev ki ibneyiz!"
sakin olun. altında başkaldırı ve özgüven çok anlamlı ve kesinlikle haklı. ancak amacımız neydi? olaya böyle mi girmemiz gerekiyor. yoksa varlığımızın ne kadar normal olduğunu göstermenin küfürsüz, bağırtısız ve daha "normal" yolları da var mı? neredeyse çırılçıplak, sarmaş dolaş ve yapış yapış, ucube makyaj ve mide bulandıran tavırlarla sizce kabul edilebilir miyiz?
eşcinseller; - doktor - öğretmen - mühendis - asker - polis - işçi - berber - bakkal - ceo - bilim insanı - çoban - ressam - müzisyen - hekeltraş - oyuncu - futbolcu - - ...
olabilir. vardır. rüştünü ispat etmek, varlığının ne kadar normal olduğunu kanıtlamak ve bu toplumun ayrılmaz bir parçası; muhtaç olduğu renkler olduğunu anlamak, anlatabilmek için bunca yıldır yapılanların hiçbirine ihtiyacımız yok. hatta sokaklara çıkmaya hiç ihtiyacımız yok. yapmamız gereken tek şey başarılı olmak. bir şeyler başarmak ve bunu başardığımızda eşcinsel olduğumuzu sakince ve oldukça normal, sıradan bir şekilde duyurmak. tabiri caizse takım elbiseli eşcinsellerin sahneye çıkma vakti geldi. tuhaf ve itici davranmayan, toplumun işe yarayan kısmını oluşturduğunu gösteren, belli bir kültür içinde yaşadığının farkında olanlara ihtiyacımız var.
katılırsınız ya da katılmazsınız. normalleşeceksek ancak böyle olacak. onur yürüyüşü adı altında sokaklarda sevişip çığırtkanlık yaparak ancak bu noktaya geliniyor.
ilkokul birinci sınıf... 23 nisan gösterileri için hazırlıklar başlamış.kostüm parasını ailem veremediği için ben hariç bütün sınıf gösteriye katılmakta bir ay öncesinden başlayan hazırlıklara ,kostumlerin ışıltısına hep imrenerek bakmıştım. 23 nisan günü hastayım ben diyip bütün gün yataktan dışarı çıkmamış okula gitmemiştim. her 23 nisanda bayramını kutlayan çocuklar değil de kutlayamayanlar gelir aklıma hep bu nedenle, keşke çocuklar üzülmese bayramınız kutlu olsun...
düşüncelerinize saygıyla olduğu kadar kaygıyla da yaklaşıyorum...bir zamanlar erkek seven erkeğe veren tepkilerle cumaya giden gay'e veren tepkilerin aynı karanlık mağaralardan çıktığını düşünüyorum. düz düşünen,hayatında sadece tek ve teklere adanmış,kutupsuz dünyada yaşayamayan insan olmaktan çıkalım.... insan istediğine tapar istediğini sever ve bu diğer godzillaları ilgilendirmez
kimse bu adamı temsilci seçmedi... hadi diyelim temsilci oldu bunca zamandır siz nerdeydiniz ?? homofobikler üstüne öyle giydiriyoki helal olsun adama...