altın küre ödülleri
eşcinsel aşk büyüsü
arkadaşlar inanmayın buna, a4 kağıtta fotoğrafla olmaz bu işler. platoniğinizin tükürüğü, saç teli, tırnağı falan lazım. çok daha güçlü olmasını istiyorsanız bir damla kan hatta, bakın bu da yılların vampirinden tavsiye size. ah bu günümüz büyücüleri... 3d printerla voodoo doll yapacaklar utanmasalar.
vampire chronicles
anne rice'ın gösterim haklarını tekrar alarak televizyona taşıyacağını duyurduğu efsane roman serisi.
http://ayisozluk.com/lnk/acfc13
vampirler özüne dönüyor, size de bir kırmızı şarap açıp izlemek düşüyor.
*
shameless
ian gallagher'ın 7 sezonun ardından sonunda bottom olduğu dizidir. fakat göstermediler, üzdü o açıdan.
the walking dead
ilk bölüm yardırıp sezon finaline kadar tek tek bütün karakterlerin gereksiz derinliklerine inmeyi ve sezon finalinde tekrar yardırmayı huy haline getiren dizi. karakter derinliği önemlidir fakat hikayenin bütününden kopuyorsa abartılmış demektir. bu sezon iyice abarttılar, son beş bölümdeki beş farklı hikayeyi aynı bölümlerde paralel şekilde çok rahat anlatabilirlerdi. anlıyorum böyle daha masrafsız da bu kadar göze sokmak da ayıp yani.
westworld
çok sağlam başlayan, temasıyla ve oyunculuklarıyla oldukça hayran bırakan bir hbo dizisi. bu kadar ama, başka övecek konu bulamıyorum. her bölüm ortaya bir gizem atıp onları çözmeden yeni gizemler üretirseniz tutarsızlıklar başlar, tutarsızlıklar odağı dağıtır, işsiz insanlar teoriler atmaya başlar bunun üzerine ve sonuç olarak hepsi tutar. biraz yazık oldu.
white winee
entryleri uçmasaymış keşke, başlıklar başımıza kaldı.
eşcinsel olunduğunun ilk fark edildiği an
insanların hemcinslerini sevmeyi ayıpladığı ve bununla dalga geçtiği an. o zamana kadar etiketsiz, doğal bir şey olarak geliyordu çünkü.
young justice
izlediğim en iyi animasyon dizisi. dc fanı olduğum için söylemiyorum bunu, gerçekten çok başarılı. justice league animated'ın izinden gitmiş, dolayısıyla olgun bir hikayesi var. zaman zaman justice league de görünüyor dizide, bi orgazm oluyoruz.
*
üçüncü sezon için adeta savaş verdi hayranları. yıllar sonra devam edecek olması iyi haber.
american horror story
freak show, hotel ve roanoke sezonlarını da bitirerek sonunda yetiştiğim dizi.
-freak show çok sıradan ve sıkıcı başladı. temasından dolayı carnivale ile kıyasladığım için birçok yönden yetersiz buldum. bizim freakler hiç freak gelmedi bana. bunda bir sahnede "we are the freaks!" moduna girip diğer sahnede "don't call us freaks we are normal!" demelerinin büyük bir etkisi olabilir. neyse ki son üç bölümde falan toparladı da biraz vahşet görebildik. mantık hatalarına girmiyorum bile çünkü baya çoklar. pozitif düşünüp elsa mars ve ma petie'i güzel hatırlamakla yetineceğim.
-hotel harika başladı, inanılmaz başladı ve hatta dehşete bile düşürdü o addiction demon'la falan. depresif karakterler, depresif atmosfer ve depresif müzikler baya içine çekti. vampir mitini pek başarılı işlediklerini söyleyemesem de en azından vampir görmüş olduk ahs'de. jessica lange'in eksikliği hissedildi bir de, o yaşında lady gaga'nın rolünü bile daha iyi taşırdı bence. neyse sağlık olsun gaga da fena değildi. wes bentley bir de onu unutmayalım oyş. liz taylor ablamı da asla unutmayacağım.
-roanoke en şiddetli ahs sezonu oldu. baya kafa yormuşar nasıl daha çok iğrençleşebiliriz diye. first person kamerada bağırsakların dökülüyor, kazığa geçirilip yakılıyorsum falan ögh yani. kötü olduğundan söylemiyorum bu arada, çok beğendim fikri ve uygulayış biçimlerini. şuna sinir oldum bir tek, "sadece bir kişi hayatta kaldı" diyerek kendi çaplarında bir gizem yaratmaya çalışıp tadımı kaçıran bir spoiler vermiş oldular. gerek yoktu bence.
*umarım önümüzdeki sezon vivien gelir, hala favori karakterim. bir de jessica lange dönsün artık yeter.
white winee
yine, yeniden elveda.

egoist insan
yakın çevremdeyse gerçekten korktuğum insan tipidir. siz farkında olmadan zarar verir size, küçük hamlelerle zedeler, yavaş yavaş egosunu besler. kötü huylu bir vampir gibidirler.
* bir gün bir bakmışsınız kendinize inancınız kalmamış. uzak durun en iyisi, iyileşmiyorlar da.
napıyorsun
iştahsızlık
beni ben yapan şeyler
süper kahramanlar, fantastik edebiyat, rpg'ler, romantik komediler, zombiler ve mc donald's. bi de kan içiyorum ama çok da şeyyapmayın onu.
overwatch'ın lgbti karakterlere yer verecek olması
param olsaydı blizzard'a "shut up and take my money!" diye bağırmama sebep olacak durumdu. fakat kendisi paramı zaten bitirdiği için verecek başka bir şeyim kalmadı. neyse kredi kartlarını sıfırlar sıfırlamaz yeni borçlar yapacağım senin için blizzard. feda olsun ulan!
düşün ki o bunu okuyor
sevgiliyle yapılacak en güzel eylemler
yazarları şu anda mutlu eden şeyler
fakirlikten her hareketimi hesaplıyor olmak ve bunu kocakafalı tatlı bir beyle yapıyor olmak. kendimi turn based bir rpg'de gibi hissediyorum, party üyesiyle de işi pişiriyorum oh mis.
american horror story
bir hafta önce başladığım ve şu an üçüncü sezonunda olduğum kafası güzel dizi.
ilk sezondaki haunted house muhabbeti sonlara doğru gizemini yitirmiş olsa da, dizinin yaratıcılıktan yıkılan karakterleri ve işlediği hikayelerin harika bir kurguyla sağladığı bütünlük büyük bir hayranlık uyandırdı bende. sonradan gördüm ki bu başarı ilk sezonla kısıtlı kalmamış, dizinin olayı buymuş zaten. yan hikayeleri üst üste bindirerek finali temelden sağlam tutmakmış inceliği. ustalık bence bu. ikinci sezonun her anına aşık oldum bu sayede. üçüncü sezon genel kitlenin ilgisini çekmemiş olabilir, cadı temasını işlemeleri bir risk olmuş onlar açısından. ama karanlık büyülere, ayinlere, gizli meclislere ve özellikle güçlü kadınlara büyük bir ilgim olduğu için en çok sevdiğim üç gibi görünüyor şimdilik. iyi ki şu ana kadar izlememişim ahs'yi, şimdi ne yapardım yoksa..