arvellian

Durum: 1977 - 0 - 0 - 0 - 09.01.2017 17:05

Puan: 30754 - Sözlük Kaşarı

11 yıl önce kayıt oldu. 4.Nesil Yazar.

vampyre of time and memory
  • /
  • 99

altın küre ödülleri

eşcinsel aşk büyüsü

arkadaşlar inanmayın buna, a4 kağıtta fotoğrafla olmaz bu işler. platoniğinizin tükürüğü, saç teli, tırnağı falan lazım. çok daha güçlü olmasını istiyorsanız bir damla kan hatta, bakın bu da yılların vampirinden tavsiye size. ah bu günümüz büyücüleri... 3d printerla voodoo doll yapacaklar utanmasalar.

vampire chronicles

anne rice'ın gösterim haklarını tekrar alarak televizyona taşıyacağını duyurduğu efsane roman serisi.

http://ayisozluk.com/lnk/acfc13

vampirler özüne dönüyor, size de bir kırmızı şarap açıp izlemek düşüyor.*

shameless

ian gallagher'ın 7 sezonun ardından sonunda bottom olduğu dizidir. fakat göstermediler, üzdü o açıdan.

the walking dead

ilk bölüm yardırıp sezon finaline kadar tek tek bütün karakterlerin gereksiz derinliklerine inmeyi ve sezon finalinde tekrar yardırmayı huy haline getiren dizi. karakter derinliği önemlidir fakat hikayenin bütününden kopuyorsa abartılmış demektir. bu sezon iyice abarttılar, son beş bölümdeki beş farklı hikayeyi aynı bölümlerde paralel şekilde çok rahat anlatabilirlerdi. anlıyorum böyle daha masrafsız da bu kadar göze sokmak da ayıp yani.

westworld

çok sağlam başlayan, temasıyla ve oyunculuklarıyla oldukça hayran bırakan bir hbo dizisi. bu kadar ama, başka övecek konu bulamıyorum. her bölüm ortaya bir gizem atıp onları çözmeden yeni gizemler üretirseniz tutarsızlıklar başlar, tutarsızlıklar odağı dağıtır, işsiz insanlar teoriler atmaya başlar bunun üzerine ve sonuç olarak hepsi tutar. biraz yazık oldu.

white winee

entryleri uçmasaymış keşke, başlıklar başımıza kaldı.

eşcinsel olunduğunun ilk fark edildiği an

insanların hemcinslerini sevmeyi ayıpladığı ve bununla dalga geçtiği an. o zamana kadar etiketsiz, doğal bir şey olarak geliyordu çünkü.

young justice

izlediğim en iyi animasyon dizisi. dc fanı olduğum için söylemiyorum bunu, gerçekten çok başarılı. justice league animated'ın izinden gitmiş, dolayısıyla olgun bir hikayesi var. zaman zaman justice league de görünüyor dizide, bi orgazm oluyoruz.*
üçüncü sezon için adeta savaş verdi hayranları. yıllar sonra devam edecek olması iyi haber.

american horror story

freak show, hotel ve roanoke sezonlarını da bitirerek sonunda yetiştiğim dizi.
-freak show çok sıradan ve sıkıcı başladı. temasından dolayı carnivale ile kıyasladığım için birçok yönden yetersiz buldum. bizim freakler hiç freak gelmedi bana. bunda bir sahnede "we are the freaks!" moduna girip diğer sahnede "don't call us freaks we are normal!" demelerinin büyük bir etkisi olabilir. neyse ki son üç bölümde falan toparladı da biraz vahşet görebildik. mantık hatalarına girmiyorum bile çünkü baya çoklar. pozitif düşünüp elsa mars ve ma petie'i güzel hatırlamakla yetineceğim.
-hotel harika başladı, inanılmaz başladı ve hatta dehşete bile düşürdü o addiction demon'la falan. depresif karakterler, depresif atmosfer ve depresif müzikler baya içine çekti. vampir mitini pek başarılı işlediklerini söyleyemesem de en azından vampir görmüş olduk ahs'de. jessica lange'in eksikliği hissedildi bir de, o yaşında lady gaga'nın rolünü bile daha iyi taşırdı bence. neyse sağlık olsun gaga da fena değildi. wes bentley bir de onu unutmayalım oyş. liz taylor ablamı da asla unutmayacağım.
-roanoke en şiddetli ahs sezonu oldu. baya kafa yormuşar nasıl daha çok iğrençleşebiliriz diye. first person kamerada bağırsakların dökülüyor, kazığa geçirilip yakılıyorsum falan ögh yani. kötü olduğundan söylemiyorum bu arada, çok beğendim fikri ve uygulayış biçimlerini. şuna sinir oldum bir tek, "sadece bir kişi hayatta kaldı" diyerek kendi çaplarında bir gizem yaratmaya çalışıp tadımı kaçıran bir spoiler vermiş oldular. gerek yoktu bence.
*umarım önümüzdeki sezon vivien gelir, hala favori karakterim. bir de jessica lange dönsün artık yeter.

white winee

egoist insan

yakın çevremdeyse gerçekten korktuğum insan tipidir. siz farkında olmadan zarar verir size, küçük hamlelerle zedeler, yavaş yavaş egosunu besler. kötü huylu bir vampir gibidirler.* bir gün bir bakmışsınız kendinize inancınız kalmamış. uzak durun en iyisi, iyileşmiyorlar da.

napıyorsun

iştahsızlık

beni ben yapan şeyler

süper kahramanlar, fantastik edebiyat, rpg'ler, romantik komediler, zombiler ve mc donald's. bi de kan içiyorum ama çok da şeyyapmayın onu.

overwatch'ın lgbti karakterlere yer verecek olması

param olsaydı blizzard'a "shut up and take my money!" diye bağırmama sebep olacak durumdu. fakat kendisi paramı zaten bitirdiği için verecek başka bir şeyim kalmadı. neyse kredi kartlarını sıfırlar sıfırlamaz yeni borçlar yapacağım senin için blizzard. feda olsun ulan!

düşün ki o bunu okuyor

sevgiliyle yapılacak en güzel eylemler

yazarları şu anda mutlu eden şeyler

fakirlikten her hareketimi hesaplıyor olmak ve bunu kocakafalı tatlı bir beyle yapıyor olmak. kendimi turn based bir rpg'de gibi hissediyorum, party üyesiyle de işi pişiriyorum oh mis.

american horror story

bir hafta önce başladığım ve şu an üçüncü sezonunda olduğum kafası güzel dizi.
ilk sezondaki haunted house muhabbeti sonlara doğru gizemini yitirmiş olsa da, dizinin yaratıcılıktan yıkılan karakterleri ve işlediği hikayelerin harika bir kurguyla sağladığı bütünlük büyük bir hayranlık uyandırdı bende. sonradan gördüm ki bu başarı ilk sezonla kısıtlı kalmamış, dizinin olayı buymuş zaten. yan hikayeleri üst üste bindirerek finali temelden sağlam tutmakmış inceliği. ustalık bence bu. ikinci sezonun her anına aşık oldum bu sayede. üçüncü sezon genel kitlenin ilgisini çekmemiş olabilir, cadı temasını işlemeleri bir risk olmuş onlar açısından. ama karanlık büyülere, ayinlere, gizli meclislere ve özellikle güçlü kadınlara büyük bir ilgim olduğu için en çok sevdiğim üç gibi görünüyor şimdilik. iyi ki şu ana kadar izlememişim ahs'yi, şimdi ne yapardım yoksa..
  • /
  • 99
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 1977

çay içme bahanesiyle ilk buluşmada yapılabilecekler

bir kere çay içmek kendi başına yapıldığında bile huzurlu ve oldukça keyifli bir eylem. bahane olarak kullanmaya gerek yok bence. başka biriyle içildiğinde çok daha zevkli zaten.

adem ve adem forum

ilk göz ağrım olan sevimli mi sevimli forum. kendinizi keşfeden taze bir ibne iseniz apollo abinizden azar işitip naramsin aplanızdan kucak dolusu kokulu öpücük alabilirsiniz. ya da tam tersi.
en kısa zamanda geri döneceğim forumdur.

erkeklerde en sevilmeyen özellikler

vampire: the masquerade - bloodlines

world of darkness dünyasında geçen 2004 yapımı bir rpg. bilgisayar oyunlarında, özellikle rpg türünde bir kült. bu yıla kadar farkına varmadığım ve son anına kadar bitirmemeye çalışarak özenle oynadığım; gizemli atmosferi, soundtracki ve interaktif hikayesiyle büyüleyen oyun.
karakterimiz karanlık los angeles gecelerinde egemenlik savaşı veren vampir hükümeti camarilla ve anarşist vampirlerin çatışmalarının ortasında vampire dönüştürülüyor. çatışma demişken politik bir çatışma söz konusu henüz. camarilla'dan izin almadan bizi vampire dönüştüren efendimiz idam edilince bir başımıza kalıyoruz ve bu kirli siyasetin içine bir piyon olarak giriyoruz. ek olarak vampirliğiyle gurur duyan ve insanları koyun gibi tüketen sabbat adlı bir örgütle uğraşıyoruz.
oyuna başlarken mevcut yedi vampir klanından birini seçiyoruz önce. ya da oyun önümüze bir test koyarak cevaplar doğrultusunda seçiyor klanı. bu klanlar yüzyıllar öncesinden gelen kan bağlarıyla oluşmuş.

brujah: asi ve savaşçı özellikleriyle öne çıkan klan. anarch movement'ı bunlar oluşturuyor genelde.
toreador: güzellik ve sanatçılıklarıyla öne çıkan klan. sosyal ilişkileriyle ön planda. oyun içi diyaloglarda kullandığımız baştan çıkarma ya da ikna etme özelliklerini en iyi bu klan kullanabiliyor.
malkavian: deli vampirlerden oluşan klan. söyledikleri hiçbir cümle ve yaptıkları hiçbir şey mantıklı değil. fakat deliliklerinde bir bilgelik olduğu söyleniyor. hiç beklenmedik şeyleri bilebiliyorlar. seçtiğim klan buydu ve oyun boyunca gaipten sesler duydum, televizyon ekranındaki spikerle konuştum ve dur tabelasına sataştım. diyalog seçenekleri gerçekten çok eğlenceliydi. mesela bir adamla konuşurken sırlarını, düşüncelerini falan biliyoruz. oyundaki karakterler tabi bıkıyor bir yerden sonra ve "malkavian geldi dağılıyoruz beyler" moduna bağlıyorlar. ilk oynayışta değil de ikinci için tavsiye ederim.
ventrue: aristokrat vampir klanı. camarilla hükümetinin yöneticileri. patron sınıfı yani çok hoşuma gitmiyorlar.
nosferatu: gölgelerde yaşayan vampir klanı. bu vampirler çirkinlikleriyle ön planda. dönüşürken deforme olmuşlar çünkü ve insana benzemiyorlar. fakat bunu bir avantaj olarak kullanıp camarilla'nın gizli ajanları olarak çalışıyorlar.
tremere: büyücü vampir klanı. gizemli konuşmaları, kan büyüleri falan var.
gangrel: doğayla iç içe takılan vampir klanı. yalnız kurtlar yani. hayvanlara dönüşebilme gibi özellikleri var.

birbirinden detaylı ve zekice yazılmış yan görevlerle donatılan santa monica, downtown, hollywood ve chinatown'da geçiyor oyun. oynayışınıza göre farklı sonlarla bitiyor.

masquerade ihmali dediğimiz bir olay var, kan içtiğiniz, vampir olduğunuz falan insanlar tarafından görülürse camarilla sizin hakkınızda "final death" emri veriyor. beş ihmal hakkımız var. bir de humanity puanımız var, ne kadar insancıl davranırsak o kadar farklı diyalog seçenekleri çıkıyor karşımıza. mesela tenha bir sokakta yalnız takılan birini gördünüz ve besleneceksiniz. o kişinin kanını içebilirsiniz ama öldüremezsiniz. öldürürseniz humanityniz düşüyor ve diyalog seçenekleriniz azaldığından konuşarak çıkabileceğiniz durumlardan savaşarak çıkmak zorunda kalıyorsunuz.
sonuç olarak "nerde o eski vampirler" diyen herkesin oynamaktan zevk alacağı bir oyun.

eşcinsel aşk büyüsü

arkadaşlar inanmayın buna, a4 kağıtta fotoğrafla olmaz bu işler. platoniğinizin tükürüğü, saç teli, tırnağı falan lazım. çok daha güçlü olmasını istiyorsanız bir damla kan hatta, bakın bu da yılların vampirinden tavsiye size. ah bu günümüz büyücüleri... 3d printerla voodoo doll yapacaklar utanmasalar.

sözlüğün hdplilerden oluşması

hatalı bir gözlem. ben ldp'liyim mesela. barajı kaldıracağını güvenerek verdim oyumu hdp'ye, pişman da değilim. sığ bir yorum olacak ama akp'ye koyduk mu? koyduk.
şu saatten sonra tek istediğim şey barış ve akan kanın durması. eminim hdp'ye oy veren diğer insanların istediği de bu. türkiye intikam döngüsünü kırarsa iyi yerlere gelecektir, artık umutla bakıyorum buna.

eşcinsel evliliklerin abd'nin her eyaletinde serbest bırakılması

henüz gerçekleşen sevindirici olay. obama şu tweeti attı ardından:
"today is a big step in our march toward equality. gay and lesbian couples now have the right to marry, just like anyone else. #lovewins"

eşcinsel aşk

kendine ve diğerlerine nefret kusmaktan mütevellit sevmenin ve sevilmenin, saf ve karmaşık duyguların, özlemenin ve özlenmenin tadına bakamamış trajik insanların olmadığını iddaa ettiği duygu.
iki gey bi taksiciyle yattı diye (ki yatabilir kimseyi ilgilendirmiyor bu) (rastgele cinsel ilişkiye giren heteroseksüellerin aşkında bir sıkıntı yok ama değil mi?) koskoca aşk kavramını sikiş sokuşa indirgeyebilen çirkin zihniyetleri gösteren başlık ayrıca. uzaktan bakıp ağlayarak otuz bir çekmeye devam edin neden kimse beni sevmiyor diye. biz de yorulmalayım siz de.

ayı sözlük itiraf

bugün yürüyüşe başlayayım dedim, gittim bir yürüyüş parkuruna yürümeye başladım emekli amcalar gibi. emekli amca demişken üç-dört tur attıktan sonra eşofmanlı bir amca jet hızıyla yürüyerek yanımdan geçti. ben de gaza geldim tabi, kaç yaşında amca bana parkurun tozunu attırıyor. hızlandım, deli gibi yürümeye başladım ve sonunda yetiştim amcaya. bi yan gözle baktı bana ve "hmpf"* efektiyle bastı yine gaza. iyice dellendim bu sefer, ride the lightning'i açarak yürüyüş atletine bağladım hemen. evet amcayı geçtim baya fakat vücudumu hissetmiyorum sözlük.
özet: spordan nefret ediyorum.

ayı sözlük yazarlarının game of thrones karakterleri

feminenlere ilgi duymayan gay

cinsellik konusunda kafası çok karışan insanları gösteren başlık. insan ilişkileri o kadar sığ boyutlara gelmiş ki yani... neyse.

ayı sözlük itiraf

zorlama edebiyatçılar yüzünden çaya olan sevgimi dile getiremiyorum. valla fantastik edebiyat dışında edebiyat kültürüm çok yoktur, twitter'da cemal süreya rt'lemiyorum, zeki demirkubuz izlemiyorum. ama çayın yeri çok ayrı bende ya. şu an yazdığım bu girdiyi eksilemek istiyorum mesela, bu zihniyeti yaratana lanet olsun. *

halklailiskilerci

tuğçe kazaz'la bir akrabalığı olup olmadığını merak ettiğim yazar.

sözlükteki türk kürt çatışması

öyle bir şey yoktur. ortada bir çatışma da yoktur. hdp'nin varlığını kabullenememiş insanların demokratik hakkını kullanan insanlara hakaret etmesi ve ülkenin %13'ünü terörist ilan etmesi vardır. varsın etsinler. nefret etmek kolay iş.

ayı sözlük itiraf

gözüm bir entry'yi okumadan önce entry'nin sağ alt köşesine kayıyor, buna göre okuyup okumayacağıma karar veriyorum ve zaman kaybını engellemiş oluyorum.