bok böceği

bir halk masalı.

bir varmış bir yokmuş. pireler berber iken, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken...
bok böceği, her zamanki gibi elbiselerini, çarşafını, çorabını almış çamaşır yıkamaya gitmiş.
yol üzerinde samanlıktan çıkan çınar bey(fare)le karşılaşmış.

çınar bey - gene nereye bok böceği?
bok böceği - bok eline yüzüne de bak köpeğin sözüne. boy uzun boyvaz hatun, saç uzun selver hatun bugün nasılsın diye sorcağı yerde!!!!!

bok böceği istifini bozmadan, büyük bir devenin ayak izine dolmuş suyun kenarına gelmiş. tam çamaşırlarını bırakırken, aniden ayağı kaymış ve suya düşmüş. can havliyle nereye tutunacağını bilemezken, uzaktan geçen kervanın sesini işitmiş.

b.b. - atlıcılar atlıcılar! şıkırtısı tatlıcılar! samanlığa gidesiniz, çınar bey'i bulasınız, boy uzun boyvaz hatun, saç uzun selver hatun göllere düşmüş diyesiniz.

bok böceği suyla boğuşa dursun, yanında çınar bey bitivermiş.

ç.b. - ver elini bok böceği!
b.b. - bok eline yüzüne de bak köpeğin sözüne. boy uzun boyvaz hatun, saç uzun selver hatun, elini uzatır mısın dicen.
ç.b. - ver elini bok böceği!
b.b. - o zaman ben sana küserek, küserek, küserek!
ç.b. - ben de sana basarak, basarak, basarak!
belli bir habitatın ekosistemindeki azot çevriminin sürdürülmesine ve atıkların ayrıştırılmasına büyük katkısı olan küçük emektar.