devletin elinde patlayan bomba

10 şubat akşamı diyarbakırda, abdullah öcalan'ın yakalanmasının yıldönümü için yapılan bir gösteride, şahin öner isimli bir genç hayatını kaybetti.
buraya kadar tipik orası hikayelerinden birisi gibi görünen olay sonrası diyarbakir valisinin açiklaması, devlet bürokratlarının götünden başka kaynak tanımayan türkiye medyasında, kamuoyuna sıradan bir terör vakası olarak sunuldu.
valilik açıklamasına göre şahin öner güya, polise atmak için hazırladığı bir el yapımı bombanın elinde patlaması sonucu ölmüş, yüzü kısmen parçalanmış, kulağı ve parmakları kopmuştu.
oysa görgü tanıkları, 19 yaşındaki gencin bir panzerin çarpması ve metrelerce sürüklenmesi sonucu öldürüldüğünü iddia ediyordu.
bu iddia yerel medya ve sosyal medya dışında rağbet görmedi. nede olsa devlet, büyük medyaya ne yazması gerektiğini dikte etmiş, medya da sahibinin sesi olarak görevini layikiyla yerine getirmişti..
oysa bugün açıklanan otopsi raporunda herhangi bir patlama izi olmadığı ortaya çıktı. öner'in vücudunda sürüklenmeye bağlı çizikler ve morluklar vardı ve hiç bir yanık izi yoktu. sosyal medyada yer alan fotograflarda da öner'in parmakları veya kulağında herhangi bir kopma görünmüyordu.
öner'in hastane yerine önce karakola götürüldüğü de, ambulans tutanağında ortaya çıkan diğer bir acı gerçekti.
hepimizin daha önce uğur kaymaz, ceylan önkol, hrant dink, roboski katliamı gibi devlet kaynaklı cinayetlerden hatırladığımız devleti koruma refleksi bir kez daha karşımızda.
ama bu sefer, bomba devletin elinde erken patladı.