gülme edimi

bu edim için insanoğlu ya da insanlık dışında hiç bir şey komik değildir. buradan yola çıkarak mesela hayvanlara ya da doğadaki bir çok şeye gülmemizin nedeni insansı özellikleri görüyor oluşumuzdur. neticede gülünç olan her şeyin de temelinde insansı bir tavır ve bakış olduğu sonucunu çıkarırız. ve her şeyden önce gülme edimi için kayıtsız bir çevreye ihtiyaç vardır. yani içimizdeki “sevgiyi unutmak ve acıyı susturmak” gerekmektedir. bu duruma düşen birini örneklersek, karda kayıp düşen birine güleriz fakat düşüşü onu ciddi anlamda zarara uğratırsa gülmeyiz. (bergson; gülme)

ayrıca;

aristoteles: komedya, ortalamanın altındaki insanların kusurlarını göstermektedir.

platon: kendi durumunu bilmeyen insanın kendini olmadığı bir şey sanmasıdır (örn. çirkinin kendini çok güzel sanması).

cicero: gülünçlüğün doğasında bayağılık ve biçim bozukluğu vardır.

madius: daimi çirkinlik iğrendirir. gülme, şaşırtan çirkinlikten doğar.

philip sidney: kendimizle ve doğayla uyum içinde olmayana güleriz.

thomas hobbes: başkaları sendelerken güçlükleri yenen güven duygusudur.

kierkegaard: yaşamın her safhasında gülme mevcuttur. çelişki, acı verici ve gülünçtür. kaldı ki bu çelişki aynı zamanda yaşamın kendidir. nerede çelişki varsa komik, nerede komik varsa çelişi vardır.

freud: kendimize göre fiziksel hareketlerde çok, zihinsel hareketlerde az enerji harcayana güleriz. gülme, şiddetin yetişkinlikteki açığa çıkma biçimidir.