heyecan verici bir gelişme.
crispr'ı aslında uzun zamandır kullanıyoruz tedavilerde, özellikle herediter anjiyoödemde. tabii 2020'de kimya alanında nobel ödülünü jennifer doudna ve emmanuelle charpentier crispr ile aldığından beri çalışmalar başka yöne evrildi. makaleler yağıyor adeta. tekil ve kombine yaklaşımlardan çok viral kaçış, hedef dışı etkiler, iletim yöntemleri ve immünojenisite gibi hiv tedavisi yolundaki çalılara odaklanmış durumdalar.
şu an bu tedavinin en büyük dezavantajı crrna'ların veya cas proteinlerinin modifikasyonu ile düzenleme etkinliğinin artırılmasının gerekmesi ve potansiyel hedef dışı etkilerin tahmin edilip sınırlandırılmasında elimizde tatmin edici bir veri olmaması. off target etkilerini öngöremiyoruz, yani bir yeri düzeltelim derken nereyi bozacağımız henüz belli değil.
isveç'te bir tıbbi genetik hocamız ve ekibi crispr üzerinden başka bir hastalığın tedavisi için çalışıyordu. onların korkuları istenmeyen genlerin susturulması, tümör baskılayıcı bir genin çıkarılması veya bir protoonkogenin aktivasyonu gibi kansere ilerleyebilecek yolaklar üzerinde nasıl bir etkisi olacağını bilmemeleriydi. dolayısıyla hiv tedavisi için de aşılacak çok yol var daha. ama ben umutluyum.