iç burkan ayrılık sahneleri

bazen izleyip izleyp kendimizi karakterlerin yerine koyduğumuz film ve dizi sahnelerdir.

örneğin closer filminden alıntı yapacak olursak ki sözler mimikleri tşşıyamıyor maalesef:

alice: will you hold me? i amuse you, but i bore you. (bana sarılır mısın? seni eğlendiriyorum ama sıkıyorum da.)
dan: no, no.(hayır hayır)
alice: you did love me? (bana aşık olmuştun?)
dan: i’ll always love you. i hate hurting you.(sana hep aşık kalacağım, seni üzmekten nefret ediyorum)
alice: why are you? (neden üzüyorsun?)
dan: because i’m selfish. and i think i’ll be happier with her. (çünkü bencilim. ve onla daha mutlu olacağımı düşünüyorum.)
alice: you won’t. you’ll miss me. no one will ever love you as much as i do. why isn’t love enough? (olmayacaksın. beni özleyeceksin. hiç kimse sana benim kadar aşık olmayacak. aşk neden yetmiyor?)

der ve gelişen olaylarla ayrılık mühürlenir. sik kafalı dan. zaten gıcık olurum kendisine.
mesela hayatımda hiç böyle sahne yaşamadım, oysa ki yaşayıp acının ne şekilde yaşandığını görmek isterdim. ya biriyle basarak terk ettiğim sevgililerim oldu ya da sevgiliyi mesajla terk etmek halini yaşadım. zor tabi.
belki ayrılık sahnesi değil ama forrest gump ta jenny' inin forrest'ı defalarca aniden bırakması üzüyor.