kampüs yerine külliye

3 Entry Daha
kelimelere takılmamak gerekir, demek lazım. zira, ha arapça bir kelimeyi latin alfabesiyle yazmışsın, ha avrupa dillerinden devşirdiğin bir kelimeyi latin alfabesiyle türkçeleştirdiğin şekliyle yazmışsın. bir alfabeyi alıp kendi diline uygun şekilde düzenleyip kullanmakla ne kadar senin oluyorsa, bir kelimeyi alıp kendi dilinin kullanım özelliklerine göre yeniden üretmekle de o kadar senin olur. mesela, ingilizler kelimelerin etimolojik kökenlerini ciltler dolusu araştırmışlardır: hangi kelime nereden? hangi tarihte geçmiş? hangi anlamlarda kullanılmış? bilirler. "yoğurt" kelimesi ingilizce'ye türkçe'den geçmiştir. hiçbir ingiliz "yoghurt" derken yüksünmez. önemli olan "kelime" nin geçmişi değil, yeni dildeki bulduğu hayattır. kelimeleri kullanırken kişisel seçimler vardır: bazıları "eski" kelimeleri, bazıları "yeni" kelimeleri seçer; bazıları "yerli" , bazıları da "yabancı". gündelik hayatını 200 kelimeyle idame ettiren bir halk için yeni kelimelere "hayat" üflemek onlarca yıl sürebilir. bütün kelimeler ölü doğar çünkü.
3 Entry Daha