mamoş türküsü

erkan oğur, ahmet kaya ve jehan barbur'un çok iyi seslendirdiği elazığ'a ait türkü. ben en çok erkan oğur söylerken etkilenirim. bendirve neyin ne denli ahenkli olduğunu bir kez daha ispatlar bana dinlerken.
kalbinin çatından vurulursun sözler başladığında. gerçekten de mamoşun yollarını gözlersin pencereden, gelmediği her dakika azap olur sana. insanın kanına yavaş yavaş zerk eder ezginin zehri hele ki "mamoş palton tutayım mı/hayrın için satayım mı" kısmı beni benden alır.

hikayesi araştırdığım kadarı ile şöyle;

elazığ'ın koca mustafa paşa mahallesinde oturan bekir hoca'nın genç ve güzel bir karısı vardır. bekir hoca harput'ta namusuyla ve iyiliğiyle tanınan yumuşak başlı temiz bir insandır. karısı ise gençliğin verdiği tecrübesizlikle evli olduğu halde komşularından, soylu bir aileden olan genç, yakışıklı mamoş (mehmet) ile ilişki kuracak kadar toydur daha. mamoş'la bekir hoca'nın karısı arasındaki sevgi gittikçe alevlenir. etrafta bunu sezmeye başlamıştır. fakat sevdalılar buna rağmen her şeyden habersizdirler. fırsat buldukça buluşur, konuşur, sevişirler. bekir hoca bunun neye varacağını hesaplamaktadır.

bir gün karısına harput'a gideceğini ve akşam dönmeyeceğini söyler. bu fırsattan yararlanan genç kadın mamoş'u eve davet eder, yerler içerler, eğlenirler. bekir hoca ise harput'a gitmemiştir. karanlık basınca eve gelir ve sessizce kapıyı kendi anahtarıyla açar, sevdalıların bulundukları odaya gelir. içerden onların eğlenceli çığlıklarını duyar, tabancasını çekerek odaya girer. girer girmez tabancasını ateşler mamoş'u kalbinden, karısını da ağzından vurarak öldürür. bu olaydan sonra bekir hoca zaptiyeye teslim olur. adli bir heyetin eve gelip olayı yerinde incelemelerinden sonra duruşma
sonunda bekir hoca beraat eder.



sözleri ise şunlardır;

pencere'den bir taş geldi,
ben sandım ki mamoş geldi.
uyan mamoş, uyan uyan,
başımıza ne iş geldi.

eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.

penceresi yeşil yaprak,
mamoş giyer kara kapak.
kör olasın bekir hoca,
yatağımız kara toprak.

eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.

pencere'nin önü çardak,
rakı içtik bardak bardak.
körolasın bekir hoca
koymadın ki murat alak.

eyvah mamoş, eyvah eyvah
tabip getir yarama bak.

evlerinin ardı kavak,
yağmur yağar ufak ufak.
kör olasın bekir hoca,
ağzımdaki kurşuna bak.

di kalk mamoş di kalk, di kalk
başımıza yığıldı halk.

dışkapıyı araladın,
ah bahtımı karaladın.
kör olasın bekir hoca,
mamoş'uda yaraladın.

di kalk mamoş di kalk, di kalk
başımıza yığıldı halk.

mamoş paltonu tutayımmı?
hayrın için satayımmı?
mezarında boş yer varmı?
ben'de gidip yatayımmı?

eyvah mamoş, eyvah mamoş
tabib getir imdada koş.