olmak istenilen kişi

buraya " brad pitt olmak istiyorum" gibi anlamsız şeyler yazmak için açmıyorum bu başlığı.

gerçekten kendimi dönüştürebileceğimi düşündüğüm bir kafa yapısını örnek almaya çalıştığım için yazmak istedim. bir süredir yoğun şekilde eşcinselliğimi hayatımın olağan bir parçası yapmak, yakın çevremden birşey saklamamak, kendi yaşantımı herkes nasıl kendi yaşantısını paylaşıyorsa o şekilde paylaşmak, eşcinsel olmamdan dolayı psikolojik mağduriyet yaşamamak için çaba sarfediyorum. fena da yol katetmedim. bu süreçte etrafta örnek alabileceğim rol model kişiler bulmaya çalışıyorum. yabancı kaynaklardaki insanların deneyimleri değerli tabii fakat bizim ülkenin durumlarına hiç uymuyorlar. türkçe kaynaklarda da böyle birilerini bulmak o kadar zor ki. kaç kişi pozitif eşcinsel kimliği ile yaşıyorki de kaçı bunu internette şurada burada paylaşıyor. biliyorsanız bana da söyleyin.

yine de geçenlerde ekşi sözlük'te yayınlanmış ve beni etkileyen bir yazı buldum. yazıdaki fikirleri zaman içinde iyice kafamda evirdim çevirdim ve evet, olmak istediğim kişinin kafa yapısının böyle olması gerektiğini düşündüğümü farkettim. bu kafa yapısına nasıl gelirim, bana çok uyar mı bilmiyorum ama örnek alacak kişi olarak bu adamın yazdığı bu yazı pek güzel, ben bu kişi olmak istiyorum evet. kendinden ve hayatının durumundan memnun. gerçi bu elemanın da itiraf başlığına bir gece yazdığı ve sabahında da sildiği, kendini oldukça kötü ve harcanmış hissettiğini söylediği bir entrysini de hatırlıyorum. ama hangimiz depresyona girmedik ki??

"13 yaşımda eşcinsel olduğumu anladığımda ki sene 1990 oluyor, hayat o kadar parlak değildi. dünyada bile halen eşcinsel hakları diye bir olgu yoktu, eşcinsellik hala büyük oranda underground barlarda sosyalleşerek devam ediyordu. belki bazı avrupa ülkelerinde suç değildi ama yasalarda adı geçmiyordu 20li yaşlarımın başına kadar dünyada tek olduğumu sandığım ve baskı görmekten çok korktuğum için bu kimliğimi değiştirmek için uğraştım. bu uğraştan vazgeçişim 21 yaşıma denk geliyor yani sene 1998. berlin love parade'in en şaaşalı zamanları ve gayler burada boy gösteriyordu. istanbul'da ise rahmetli ceylan çaplı'nın (adını doğru hatırladım inşallah) talimhane'deki 14 adlı gay klubü her haftasonu hınca hınç doluyordu.

bu kimliği yok etmekten neyin vazgeçirdiğinden bahsetmeyeceğim aslında çok hoşuma giden bir hikayesi var belki bir gün ayrıca yazarım. ancak ben o yıl karar verdim ki ne pahasına olursa olsun ben bu kimliğinle mutlu bir insan olarak yaşayacaktım.

benim en büyük şansım sanırım heteroseksüel bir erkekten farklı bir görüntüm yada davranışım olmamasıydı. bu normal hayatınızda zaten çok büyük bir avantaj sağlıyor. bunun dışında da ben tüm hayatımı bu ülke içinde belirli bir çevrede tutmaya özen gösteriyorum. türkiye şartlarında iyi bir eğitim aldım, iyi eğitimli bir aileye sahibim, sadece belli semtlerde yaşamaya, sosyalleşmeye ve hatta çalışmaya gayret ettim. türkiye'nin en büyük şirketlerinde çalıştım. hiç bir zaman kimseye eşcinsel olduğumu söylemeye gerek duymadım ama kimsenin öğrenmesinden de korkmadım, her zaman dik durdum, bana bir defa verilmiş bir hayatı kimsenin cahilliğine kurban etmedim.

bugün 39 yaşındayım, istanbul'un en güzel en seküler semtlerinden birinde yaşıyorum, yabancı bir şirkette çalışıyorum, her fırsatta yurt dışına büyük gay festivallerine katılıyorum, annem, kardeşim kimliğimi biliyor, dünyanın her yerinden yüzlerce arkadaş ediniyorum bir şekilde de bu şehri seviyorum, yabancı misafirlerimi ağırlıyorum.

ben bazı konularda belki şanslıydım ama bu şans bana altın tepside de sunulmadı. ben kim olduğumu biliyordum, istediğim hayatı biliyordum, kendim olmayı seçtim ve kendi çevremi oluşturdum.

arkadaşlar koca insanlık tarihini düşündüğünüzde eşcinsellik çok eski bir kavram olsa da hakları o kadar yeni ki. ben kendi dünyamda, kendi istanbul'umda iyi yaşıyorum."

#63029697 19.09.2016 17:39 ~ 17:41 evanart