sağlıkta dönüşüm projesi

sağlık hizmetlerinin aşamalı olarak devletin elinden çıkaran kapitalist düzen projesidir.

dünya bankasının dayatmasıyla* üçlü koalisyon döneminde ilk adımları atılan ve akp döneminde jet hızıyla ilerleyip son demlerine gelmiş projedir.

sağlık personelini köleleştirmeyi, insanın en temel hakkı olan sağlık hakkını özelleştirmeyi ve tamamen paralı hale getirmeyi, her zamanki gibi özel sektörün yani belli kişileri kazancını hedefleyen projedir.

proje sonucunda dönüşüm değil çöküş yaşanmaktadır:

yeni yetişen hekimlerin niteliksizleşmesi
- tam gün yasasından sonra üniversitelerden özel hastanelere kaçan hocaların yeri doldurulamamıştır.
- yeterli personel yok diye yeni tıp fakülteleri açılmış ve kontenjanlar yükseltilmiştir. tabi ki eskiden 1 stajyere 2 hasta düşerken şimdi 1 hastaya 20 stajyer düşer.*

sağlık personeli sayısı yetersiz
-devlet; bu projede örnek gösterdiği ingilteredeki hemşire sayısının doktor sayısına oranına bakarsa, aslında tıp fakültesi kontenjanlarını deli gibi şişirmek yerine paramedic, hemşire, att gibi asıl yetersiz* sağlık personelini arttırmaya yönelmelidir.
-yabancı hekim alımı diye bir bomba var ki anlatmama gerek yok sanırım. niteliksiz eleman alımı, oldu olacak çinden çocuk doktor getirt. saçma sapan ülkelerden doğru dürüst eğitim alamamış insanlar bu ülkeye hep getiriliyor zaten. sonra seçim falan yapılıyor işte. okyanuslar ardına selam çakıyorum.
- tonlarca kontenjan açıp uzmanlığa dokunmamalarıyla pratisyen kalan hekim sayısı artmıştır. sonra ne denmiştir tabi, aile hekimi...

aile hekimliği
-herkes için sağlık* sloganıyla vatandaşı uyutan devlet, 1. basamak sağlık hizmetini proje kapsamında yontmuş hatta yolmuştur. hekimliğin esas görevi olan koruyuculuk bir kenara bırakılmış; insanların sadece hasta olduklarında* geldikleri, istedikleri ilaçları yazdırabildikleri, hekim-hasta ilişkisinin hekim-bilgisayar* ilişkisine döndüğü, ve de hastalarını 2. basamak sağlık hizmetine yönlendiren ?aile hekimliği? sistemi getirilmiştir. bir uzmana kıyasla doğru dürüst klinik yüzü görmemiş aile hekiminin gelene geçene yanlış teşhis koyması hatta koyamaması oldukça doğaldır. bu herkes için sağlık değil zaman kaybıdır, hem de zamanın son derece önemli olduğu böyle bir alanda, insan hayatıyla oynamaktır.

performans sistemi
-çarktaki hamstera dönüştürülmüş, günde 16 saat çalışan bazı doktorların birbirleriyle yarışmasını ve hayattan tamamen izole edilmesini bir kenara bırakıp yine halk açısından düşünürsek; daha çok hasta bakan, daha çok reçete yazan doktorun para alabildiği sistemin halk sağlığına etkisi oldukça büyüktür. dünya genelinde kabul gören şudur ki; günde 30 hastadan sonraki her hasta için konulan teşhis, yazılan reçete yanlıştır.* doktor demeye utandığımız bazı insanların sadece 1 dakikada teşhis(!) koyup gereksiz ilaç yazmasına, hatta gereksiz ameliyat * dayatmasına(!) yol açmaktadır. adil kazanç için getirlidiği söylenen bu sistem aslında adaletsizliğin ve hak ihlalinin kendisidir.**

yeni randevu sistemi
-bu sistem sayesinde hastane kuyruğu azalmıştır.** hasta başına 4-6 dakika ayrıldığını görmezsek çok güzel bir sistem aslında bravo. o kadar kısa sürede hastayla konuşmamız, şikayetlerini dinlememiz, muayene etmemiz, teşhiste bulunmamız, hastayı durum hakkında bilgilendirmemiz, gerekliyse reçete yazmamız veya yönlendirmemiz bekleniyor. evet, bence de tüm bunlar için oldukça yeterli bir zaman. 6 dakikada muayene edip hastayla belki de hiç konuşmadan reçete yazıp gönderen asık suratlı doktorun o gün içinde ne kadar hasta baktığını, bu hastaların kaçının doğru düzgün iletişime geçebildiğini*** düşünmeye gerek yok arkadaşım. doktor dediğin hep gülecek! bana ne onun derdi neyse ne hastayım ben burada.

sağlıkta özelleşme ve kamu-özel ortaklığı
-sağlık hizmetlerinin yavaş yavaş devletin elinden çıkartıp birilerinin kazanç merkezi haline getirilmesidir. hâlen de gerçekleşen yeni bir süreçtir. zaten hamster ettiğimiz doktorları performans sisteminin babası özel sektörde yarış atı moduna geçiriyoruz, gelsin yanlış ve gereksiz reçeteler-teşhisler-ameliyatlar.
-istediği kar oranını elde edememiş olacak ki emine erdoğan hazretleri medical parktaki hisselerini satmış, ortaklıktan çekilmiştir. kime mi sattı, tabi ki
yabancı yatırımcıya.*

muayene ücreti
- vatandaşı ayakta sikmektir. şu andaki ödenen miktar bir şey değildir, ileride çok daha güzel olacak her şey merak etmeyin.*

sağlık bir haktır, vatandaş ne olursa olsun sağlık hizmetleri için 5 kuruş para ödememelidir. devlet buna da çok güzel bir kılıf bulmuştur: eczaneler vasıtasıyla toplamak.

eczaneler
-devletin işine geldiği gibi bazen kamu bazen özel işletme saydığı eczaneler bu dönüşüm projesinden en çok etkilenenlerdir. eczaneleri kapattırarak sayısını azaltma, markette ilaç satımı sistemine geçmek istenmektedir.** devlet kendisi direkt almak yerine muayene ücretlerini eczanelere toplattırarak, devlet hizmeti parasızmış ve eczacı normalden çok daha fazla kazanıyormuş gibi göstermektedir.* aynı zamanda tek gecede yasa çıkarılarak* ilaç fiyatlarında tek gecede büyük indirime gitmiş, önceki pahalı fiyatıyla aldığı ilacı yeni ve ucuz fiyatıyla satmaya zorlanan ayrıca depolardan bu durumun fark ücretini kısa sürede temin edemeyen eczacılar iflas etmiştir.*


gönül isterdi ki daha fazla yazabileyim ancak birkaç saat sonra nefroloji sınavım var ve ben bu entryi mobilden yazarak 2 saat 49 dakika kaybettim. daha hiç okumadığım 3 sunum toplamda 170 kadar slayt var, her zamanki gibi çalışmam lazım.* kimin için? halkın sağlık personeline olan edepsiz, pişkin ve her şey için personeli suçlayan tavrından(attığı dayaktan, öldürdüğü doktorlardan) sonra artık onu ben de bilmiyorum.
çok basit mantıkla işleyen bir sistemdir. az kişiyi çok çalıştır, az para ver, ez iyice. hasta memnuniyeti %60 lara çıkarken, personel memnuniyeti %10 lara düşmüştür. tüm sağlık personeli peşkeş çekilmeye devam edilmektedir. sağlıkla ilgili sendika gibi sivil toplum örgütleri * tamamen etkisizdir. bu muhteşem politikalar sayesinde halk, sağlık personeline düşman kesilmiştir. sanki biz halk değiliz. bir yerlerden gelen bir şeyleriz ya vur gitsin. ssk bağ kur ve emekli sandığının ve hastanelerin birleştirilmesi gibi akıllıca uygulamalar olmasına, teknik imkanların artmasına rağmen sağlık sektöründe çalışmak eziyet halini almıştır. gelmiş geçmiş en faşist politikaların sonucu.