" senin yolun hangisiyse seç, sevdiğin nerdeyse hep ona zıt düşen o yoldur seninkisi sen bitip başladıkça sonsuzlaşan üzüntü buharlaşan önünde hep can'ın görüntüsü
yolcular der ki bana, bak işte yolun sonu anladım çoktan bunu anladım boktan konu sen bu işe uzak durdun uzaklar yakın olur başlangıcın sonun olur , gözyaşın kurur gider
teselli bulmak için aramadım sevgiyi arka cebinde incelmiş herkesin kimliği kaderimi yazmak için kullanırken silgiyi iyi kötü arasında kuramadım dengeyi
nasıl lanet kelebekler bir gün için doğdu ilk ve son altın çiçekler ellerimde soldu yolcu yolunda gereksiz anlam arıyorsun hoşça kal çünkü kafam senden güzel
yok olmuş yolum benim, yorulmuş bileklerim umrundaysam bak dinle, hepinize iyi dileklerim gidersem üzülmezsin, kalırsam düşer suratın hiç umrumda değil ölmek, yaşamak için de diretmedim
işte bu yolun sonu, şimdi bu havayı solu sen anladın çoktan bunu, yaparken boktan yorum ağlarken yerine birisi altındaydın tam balkonun sevdiklerini seç ve bitsin gerçekler anlam bulur
teselliler sahtekardır, boşluklar var elinde içeride kin dışarıda kir fark eder mi yenilmek gecenin bi vaktiydi sancım ölüp dirilmekle tek ihtiyacım biraz alkol sokakta gezinmek
nasıl lanet kelebekler bir gün için doğdu çoğunu peşine düşen çocuk elleriyle boğdu yolun sonu anlamsızlık bakarsan bu doğru hoşça kal çünkü kafam senden güzel
sen de yorgun musun yolcu hüzün yine bize yollu sorma saat kaçı buldu, saatin de yok ama beklenense gelen gideni aratmazsan ayıp sana "