birinci vazifen,
türk istiklâlini,
türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
ey
türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen;
türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
mustafa kemal ata
türk
sanmayın ki internetten kopyala yapıştır yaptım. her harfi, her kelimeyi, her cümleyi teker teker yazdım. biliniz ki herkes kendi başarısıyla övünür. benim ırkım geçmişte bunları bunları yapmışsa ben övünmeyeceğim de allah'ın brezilyalısı mı övünecek benim ırkımın başarısıyla ha? kanadalı'mı övünecek? ruslar mı övünecek? ben övüneceğim. lakin anlamadığınız şu, geçmişte o kadar zafer elde etmişiz, bakın hiçbiri yok. hepsi gitmiş. yok. bitmiş. geleceğimiz kötü zaten, eskisi gibi başarılı bir ırk değiliz. eskisi gibi kazanamıyoruz. ama şunu da bilin eskiden eğer bir katliam olmuşsa, nasıl eskiden bir zafer olduğunda, şimdi ve ileride olmadığı gibi, şimdi ve ileride de bi katliam yoktur. bunun üzerinden prim yapmayı kesin. işinize geldiği gibi davranmayı da kesin. selahattin soy ismi lazım değil herifin teki daha dün diyarbakır'da çocuklarını arayan anne ve babalara, onlar paralı!! onları bilmem ne tuttu! inanmayın ha! yalan yapıyorlar! örgüt falan kaçırmadı! deyip, iki üç gün sonra gelip ben onlara paralı falan demedim, deyip, örgütle konuşacağız halledeceğiz, falan diyen değil mi? elinizde milyon kaynak var. kullanmayı bilmiyorsunuz. ben bir devlete karşı kötülük, hainlik beslesem giderim o devletin yaptığı yollardaki otobüslerle her gün o devletin yaptığı ve içinde o devletin öğretmenlerini barındırdığı okula, üniversiteye gidip bir o devletin kaynaklarıyla atom mühendisi olurum ve yine o devlete kaçak yollardan o atomu istanbul ya da ne bileyim bursa gibi, ya da ankara olur ama ankara fazla yakın. etkilenirsiniz. gidip atarım. sonra ne mi olur. hiç bişiy. o atom bombası havada ifşa olur ne olacak. devlet mi kurmak istiyorsunuz, diyelim kurdunuz, ne olacak? polis, avukat, mühendis ee bunlar yok. bir devlet nasıl gelişebilir. ayrıca taze kan bir ülke kurmuşsunuz. diğer devletler başınıza uçuşmayacak mı, sizi sömürmek istemeyecek mi? anında binecekler üstünüze. ülkenizde biri adaletsizliğe uğradığı zaman eline molotof alıp gidip sokakları mı yakacak? nasıl bir ülke olacak ha? sizin dediğinize göre zaten orası kürdistan-mış. bokuma kürdistan. türkiye cumhuriyeti'nin yaptıkları sayesinde orada o imkanlar var. çünkü orası türkiye cumhuriyeti toprağı. ha? benim kürt arkadaşlarımla sorunum mu var? benim sıra arkadaşım kürt. o da istiyor kürdistan kurmayı, evet bende hak veriyorum. yıllarca anadolu'da var olmuş ama hala eli bi baltaya sap olup devlet kuramamış bir ırkım olsa, bende benim ırkıma ait bir ülkem olsun isterdim. ama bir şeyleri isteyince, düşünmek lazım nasıl olacak, daha iyi mi olacak, neyi kaybedip ona karşı ne kazanacağız. kürdistan kuruldu diyelim. hiç batı'da kürt tutarlar mı o zaman? siktir git ülkene hadi derler. ordada onlarca yuva var. belki doğudan daha fazladır. anladın mı şimdi? her istediğimiz olmuyor, ben de bir çok şey isterdim. olsun diye. oluyor mu hayır? bunu neden öğrenemiyorsunuz anlamıyorum.
ha diyelim, türkler ve kürtler beraber cephede ingilizlere karşı savaştı. okulda kürtçe yasak ama ingilizce zorunlu. haklısın. ingilizce zorunlu, çünkü bir ülkenin gelişmesi için izlemesi gereken yollar var, lanet olsun ki bu yollar hep batıdan geçiyor. kürt bir dünya devi firmanız olsun, gidip bunun için ilk baş okulda ders çalışmanız lazım. evet yeni türk alfabesiyle, evet türkçeyle. biz de sonra o firmalara ulaşmak için kürtçe öğrenelim. ayrıca şimdi suriyeliler diye bi azınlık var, on yıl sonra onlarda böyle olacak. suriyece mi öğreneceğiz, artık süryanca mı ne bilmiyorum, her ne ise, anladınız onu. kürtçe zaten bilmiyor musunuz? biliyorsunuz? ee, bize kürtçe öğretmekteki amaç ne? okulda kürtçe dersi olunca, sanki kürtçe bilmiyormuşsunuz gibi. ben napaayım kürtçeyi? ne bokuma yarıcak allah aşkına. en fazla yan komşunun 15 tane ufak çocuğuyla konuşurum ya da ablaları beni kesmeyi falan bırakır. kürtlerden nefret mi ediyorum, hayır! türklerden nefret mi ediyorum hayır! benim satanist arkadaşım bile var. öldürüp kanımı içmiyor. medya karşı karşıya düşürüyor herkesi. ermenileri bile seviyorum! bile dediğim için inanmayacaksınız. çünkü parçaya bakıyorsunuz. bütüne bakmayı öğrenin! cahillikten nefret ediyorum! bu ne cahillik! yeter. bir şeyleri öğrenmeye aç olun. kapatıyorsunuz beyninizi, herkes kendi fikrini doğru sanıyor. houf yoruldum. yetti. lan benim aşık olduğum kişi kürt... yarın bi gün ölüp gittiğimizde, yanımıza ne paramızı alacağız ne onu ne bunu. sadece duygularımız bizle gelecek. geride kalanlarda yeni nesillere bıraktığımız olacak. iyi bir şeyler bırakmaya çalışın. çünkü insanoğlu doğduğunda ölü doğuyor. biz 6 milyar ölüyüz.