estrella

içinde 9 şarkı olan yeni yasemin mori albümü.

styling olarak övüle övüle bitirilemeyen konsept bana baya tanıdık geldi.





eypio ile ortak çalışmışlar estirelim mi şarkısında.

öncelikle, albüm hakkındaki yorumum için geç kalsam da bu geçen zaman şarkıları daha iyi analiz etmeme imkan sağladı. bu yüzden de albüm hakkındaki görüşlerimi yine de yazacağım.

yasemin mori'yi daha önce olmadığı bir tarzda görüyoruz ve bunun üzerinden kendisine ağır eleştiriler yapılıyor. ben bu eleştirileri oldukça yersiz buluyorum. youtube'de estrella'nın klibine yorum yasağı getirilmeden önce yorumları okuma fırsatım olmuştu. fevkalade parlak bir vizyona sahip halkımız yine klavyeden fırlayan sanal hançerlerini kayıtsızca yasemin mori'ye saplıyordu. herkesin dilinde "hayvanlar" albümündeki yasemin vardı. herkes yine "hayvanlar" imitasyonu bir albüm istiyordu. yalnız şöyle bir nokta var. neden 10 yıl öncesine bu kadar saplantılı insanlar? bahsettiğimiz bir insan ve bu kişi müziğini yaşantılarına, duygularına, okuduklarına, gördüklerine, hissettiklerine göre ortaya çıkarıyor. bu etkenler her gün değişiklik gösteriyor haliyle. yani seni bir şekilde değiştiriyor. öyle bir vakit geliyor ki dünkü aklını beğenmiyor insan. dolayısıyla 10 yılda, bir insan eğer herhangi bir değişim yaşamadıysa o insan 1 santim ileri gidememiştir kanımca. işte "estrella" da bu değişimin bir meyvesi. maalesef ki insanlar bu meyvenin tadına bakmak istemeyip çürümeye mahkum ediyorlar. neyse, albümdeki şarkıları incelemeye geçecek olursak, 9 şarkı karşılıyor bizi. albümün açılış şarkısı "karambol".

karambol'ü ilk dinlediğimde zengin altyapısının yanında tuhaf şarkı sözleri (aslında bütün yasemin mori şarkılarında böyle) ve eşli dans yapıyormuş gibi hissetmem ön plana çıktı. evet eşli dans! biraz tahrik edici, aynı zamanda karşındakini çok isteyip de kendine hakim olamamaktan gelen bir hırçınlık. duyguların karmaşıklığı ve sonunda karambol! bu arada albümde kliplenen 3. şarkı. klibi de gayet cesaretli ve zamanımızın istanbul'unun karambollüğünü ortaya koyan geleceğe bırakılan kültürel bir miras.

albümün ikinci şarkısı oryantal öğeler katıştırılmış altyapısı ve hafif bir serseri aşık temsilisi "geçiriverdim içimi". nil karaibrahimgil şarkılarına benzeyen bir havası var. yalnız hepimiz biliyoruz ki yasemin mori nil'e nazaran çok daha derin ve özgün. kıyaslamaya girmeden devam edelim öhöm. dinlemekten gayet zevk aldığım bir parça oldu kendileri. özellikle duşta. bu oryantal tınıları aşırı sevdiğim söylenemez fakat bu şarkıda cuk oturmuş bir mekanizma var ve beni acayip dans ettiriyor. aynı zamanda albüm tanıtımı için klip çekilen 2. şarkıdır kendileri. klibini pek beğenemedim açıkçası. lunapark'ta klip çekilmesi artık bayat bir olay geliyor bana ama buna rağmen tüm neşesiyle ve çılgınlığı ile yasemin göz dolduruyor adeta.

sıradaki şarkı yasemin'in sırılsıklam olduğu aşkını haykırdığı "satsuma". bu şarkının giriş cümlesine bitiyorum desem yeridir. "kafam yine darmadağın, bu gökyüzü bana dar..." başkası söylese bu kadar etkilenmem sanırım. ama yasemin havayı öyle bir vermiş ki şarkı daha başından seni kıskıvrak yakalıyor. yine doğu ezgileri kendisini gösteriyor. ama ne de yakışıyor. tam manasıyla albümde gizli bir hit.

albümün çıkış parçası eypio destekli "estirelim mi?" karşımıza çıkıyor satsuma'dan sonra. en çok tartışılan şarkı sanırım bu olsa gerek. klibine baya özen gösterilmiş desek yalan olmaz ve yasemin'i koreografik bir dans içinde görmeyi beklemiyordum açıkçası. bunu çok isteyerek yaptığı belli oluyor. bundan gerçekten keyif almış. şarkıya gelirsek ilk dinleyişimde ısınamadığım bir parça oldu kendisi. yalnız albümü tekrar tekrar dinlerken farkettim ki bu şarkı basit görünse de gayet çarpıcı ve sıradışı bir havaya sahip. eypio ise şarkıya renk katmış. ancak yine de çıkış parçası olarak seçilmeli miydi? bilemiyorum.

"çıngıraklı dilber" albüm sırasında 5. şarkı olarak gözüküyor. bu şarkıyı dinledikten sonra verdiğim tepki aynen şuydu; "resmen ruhumu sefaletten çekip çıkardın be kadın!" öyle egzantrik, öyle mistik, öyle esrarengiz ki! bir abayı yakma hiç böylesine şamanistik biçimde tasvir edilmemiştir heralde. şaşkınlık verici o geçişler, bomba etkili o vokaller, ve o kızılderili ayinlerinden fırlamış tınılar. hepsi çarpışmış ve sonuç muazzam. albümdeki favorilerimden bir tanesi.

6. şarkı olarak karşımızda "tuzlu su" beliriyor. albümde buraya kadar yasemin'i alışık olmadığımız tarzlarda dinlemişken tuzlu su bize yasemin'in özünü hatırlatır gibi oluyor. sanki hayvanlar ve deli bando albümlerinden kaçıp gelmişçesine. asıl yasemin'i anlatıyor. çaresiz bir yasemin'i. finnari kakaraska'da mevlana edasıyla yumuşak sesle "gel" diyen yasemin'in yerini "gel" diye gürleyen yasemin alıyor tuzlu su'da. albümde 4. klibin çekildiği fakat henüz yayınlanmadığı biliniyor. dahası albümdeki favorilerimden bir tanesi de bu karanlık rock çalışması.

sırada cem yılmaz konuklu "konyak" şarkısı var. inanılmaz eğlenceli bir şarkı olmuş. şarkı sözlerindeki o şizofrenik ve paranoya hali beni benden alıyor. cem yılmaz da gayet iyi bir performans sergilemiş. yasemin ile sesleri nakaratta güzel bir bütünlük sağlamış. yasemin ticari bir albüm yapmış olsaydı, bu şarkı ile çıkış yapması faydasına olurdu kanımca. ayrıca "azerbaycan televizyasını açtığında mene könül koymuştun" dizelerine ilk dinlerken rastladığımda kahkahadan kendimi kaybetmiştim.

"uçan kedi" albümdeki 8. şarkı olarak göze çarpıyor. ilginç ismi olsa da(zaten o'nun şarkılarından alışığız) kendini çabucak sevdiren bir şarkı özelliğinde. duşta söylemekten ve dinlemekten zevk-i sefa ile dolduğum bir şarkı. oryantal tınılar burada da kendini gösterirken, korhan futacı mükemmel bir iş çıkarmış. yine albümdeki favorilerimden olup spotify'da bu yıl en fazla dinlediğim şarkı oldu kendisi. yaşasın kozmik otoban!

son şarkı sanki bilerek en sona bırakılmış ki son darbeyi vurup dinleyicileri zevkten dört köşe edelim denilmiş adeta; "macera". tuzlu su gibi önceki şarkıları tadında ve bir o kadar da depresif. her seferinde yeniliyorum bu şarkıya. adeta -afedersiniz- ağzıma sıçıyor. sıçsın ama. bu bana öyle bir rahatlık veriyor ki hiçliğin ortasında yüzdürüyor beni.

velhasıl yasemin'in yenilikçi tarafını her zaman sevdiğimi ve bu projede de beni hayal kırıklığına uğratmadığını aksine kulaklarımı her şarkıda orgazm ettirdiğini ayı sözlük ahalisine haykırıp, kesinlikle dinlenilmesi gereken bir albüm olduğunu belirtip, yazıma son veriyorum.