seyyal taner

yurdumuzun tina turner' ı denebilir. bitmek bilmeyen bir enerjisi vardır.
28 eylül 1952, şanlıurfa doğumlu şarkıcı ve oyuncu.

en çok bilinen ve hit olmuş şarkıları arasında "son verdim kalbimin işine", alladı pulladı", "leyla", "şiirimin dili", "nanay" ve "akşamcı arif" yer almaktadır. babası ünlü sanatçıya; farsça’da “her yüz yılda bir dünyanın etrafında bir tur atıp, başka bir yere giden, yerinde hiç durmayan yıldız” anlamına gelen “seyyal” ismini vermiştir. türk pop-rock müziğine getirdiği rengarenk yelpazesi ile sahnelerin zincirlerini kırmış, sadece şarkı söyleyen standart vokalistlerin aksine, dansçılarıyla çıkıp saatlerce hem dans edip hem şarkı söyleyebilmiş, alaturka gazinolara rock müziğini sokmuş, sadece sesiyle değil, güzelliği ve ilginç kıyafetleriyle de göz doldurmuş, dönemindeki şarkıcılara benzemeyip, hayallerinin peşinde koşmuş ve yapmak istediklerini yapmış, türk pop-rock müziğinin yerinde duramayan, asi, sıradışı ve cesur şarkıcısı olarak bilinmektedir.

*

sanatçının resmi web sitesi: http://www.seyyaltaner.com.tr/
iki hafta önce çiçek barda yarım saat muhabbet ettiğim müthiş şarkıcı, dev ses, bu ülkeye imaj, sahne şovu, şarkı, dans, enerji, sahne hakimiyeti gibi konseptleri getiren ve yayan halan çılgınlığında bişey kaybetmemiş ve 2012 yılında ethnic rock isimli bir albümle yeniden müziğe dönmüş sanatçı....
fakir bir ananın öksüz kızı.
ruyamda kendimi siirimin dili sarkisini soylerken gordugum, sabah kalkar kalkmaz sarkiyi arayip bulup bangir bangir dinlerken evde halay cektigim, ev arkadasimin 'are you krazy' bakislarina maruz kaldigim, super enerjik abla.

seviyorum kendisini.
çok eskilerde pazar günleri öğleden sonra ortaya karışık müzik/eğlence programları olurdu. orta yaşlı hafif muhafazakar ailelerin oturduğu bir açık hava çay bahçesinde seyyal taner, grubu ile şimdi size bir rok* şarkısı çalacağız diyerek sanırım rainbow'un kill the king'ini bağıra çağıra okumuştu. orada oturanlar, şarkı bitince, sessizce ve şok içindeki surat ifadeleri ile alkışlamıştı.

bir de 1987deki eurovision macerası vardı ki aman yarabbi.* neyse ki, yıllar sonra kendisi de kahkahalar atarak anlatmıştı o hızlandırılmış performansı. *

naciye'si ve 1986 yılında eurovision seçmelerinde elenen ve keşke bununla katılsaydı denilen dünya'sı vardı. büyüklerden duyduğum kadarıyla 1970lerdeki sahne şovları efsaneymiş.

"...çocuklar açsa, dönme, dur dünya..."