varoluşçuluk

4 Entry Daha
varoluşçuluk, jean paul sartre ve albert camus gibi tanınmış 20. yüzyıl fransız filozoflarının düşüncelerini tarif etmek üzere bulunmuş bir ifadedir. herhangi bir konu üzerine tek bir varoluşçu görüş yoktur. varoluşçuları birbirine bağlayan şey, insan özgürlüğü, aslında uygunluk ile korku ve kaygı gibi tecrübeler üzerine yaptıkları bir vurgudur.

20. yüzyılın varoluşçuları, danimarkalı düşünür soren kierkegaard dahil birçok şeyden etkilenmişti. kierkegaard, dini inancı savunarak yazdı. inancın iradi, irrasyonel bir sıçrayışı gerektirdiğini savundu. ama dini inancın, ölümcül hastalık kitabında tarif ettiği gibi manevi bir durum olan umutsuzluğun tek ilacı olduğuna inandı.

sartre ve camus, hem kurgu hem felsefe yazdılar. bulantı adlı romanında sartre, dünyanın saçma ve anlamdan yoksun olduğuna dair hasta edici bir hissi tarif etti. varlık ve hiçlik gibi daha doğrudan felsefi eserlerinde sartre, bir kişinin kendi kaderini seçmede özgür olduğunu ve yapamadığımız tek şeyin seçmeyi başaramamak olduğunu savundu. bir dini inanç sistemi gibi bir takım sorgulanamayan gerçeklere tutunarak çoklukla özgürlüğümüzden kaçmaya çalıştığımıza inandı. bu eğilime "kötü inanç" adını verdi.

camus, özellikle yabancı ve veba romanlarıyla bilinir. yabancı romanında ana karakter mersault**, görünürde bir neden olmaksızın bir arap gencini öldürür ve ölüme mahkum edilir. idamı yaklaştıkça mersault, yaşamını ve cinayet için olan sorumluluğunu gözünün önüne getirir. aslına uygunluğun, birinin hayatından sorumlu olmanın ve seçim özgürlüğünün varoluş temaları, camus'nun kitaplarında işlenir.

friedrich nietzsche, varoluşçuluk üzerinde diğer bir önemli etkidir.
1 Entry Daha