berber dayaması

32 Entry Daha
bir sıcaklık, bir yumuşaklık.

eskiden sık sık farklı berberlere giderdim. bir kez gittiğim bir berberde geçici olarak duran bir ağbi vardı. dükkanın sahibi başta oradaydı, konuşuyorlardı, sonra gitti. emanetçi arkadaş saçımı kesmeye başladı. yok dayamadı aslında, o yüzden anlatmıyorum. çok tatlış bişeydi. tombik seni. neyse işte bu böyle sakin sakin, kıtır kıtır saçımı kırpıyor, bir yandan da benle konuşuyor. konuştuklarımız klasik berber muhabbeti, okuyo musun çalışıyo musun nerelisin falan gibi şeyler. tombik o kadar aheste ki, yalnız elleri değil sesi de yavaş, kısık, çabasız; böyle yumuşak, dingin bir ses tonuyla benle konuşup bana sorular sorarken ben de onu tedirgin etmemeye çalışan ses tonumla kesik kesik cevaplar veriyordum. bir yandan da boşta kalan parmaklarından birkaçının ucuyla başıma dokunurken saçımı kesiyor. aslında ne konuştuk hiç hatırlamıyorum ama o hırıltılı sesini hâlâ anımsar gibiyim.
sonra o güzel elleriyle saçımı da yıkadı. bu anlattığım adamın dokunuşlarında büyü gibi bir şey vardı sanırım. sesi de kafama dokunması, saçımı yıkayıp kafa derimi ovalaması da iç gıdıklayıcı, mayıştırıcı bir özellik taşıyordu. o zamanlar öyle bir şey yoktu (ya da —popüler değildi— vardı da ben bilmiyordum), şimdi asmr yapmış diyebiliyorum. çok iyi berberdi, öyle eyesemar yapan başka berberler aradım, aynı yere üst üste birkaç kez de gittim ama ne o adamı ne de onun gibi saç kesip yıkayanı bulamadım.
bir de sanki ben bu hikayeyi burada daha önce de anlattım gibi hissettim şimdi. olsun dönüp karşılaştırırım anlattıysam.
orada konuşulanlardan aklımda kalan şey tombik'in o akşam taksiye çıkacağıydı. her işi denemeye kalkan, bir sürü arkadaşı (belki akrabası) olan bir adammış demek ki.
tombik burayı okuyorsan bir şey yapmana gerek yok tatlım. berberliğe geri dön yalnızca.
11 Entry Daha