bu arada benim gerçek adım aslında x

koliyle geçirilen sohbetten en az 1 saat sonra gay pişkinliğiyle edilen itiraftır. potansiyel koli, çok samimi veya çok güvenilir bir insan olduğu için bu itiraf yapılmaz, sadece gerçek isimle ilgili bir açık verilmiştir. ve telafi etmenin en iyi yolu yüze pişmiş kelle ifadesi verilip "bu arada benim gerçek adım x" demektir. bu bir heteroseksüel çiftin buluşması olsaydı bu itiraf buluşmayı noktalayabilirdi belki ama 2 eşcinselden bahsediyorsak taraflardan biri bu itirafı yaptıktan sonra öbürü de çok büyük ihtimalle "aaa öyle mi benimkisi de y, memnun oldum" şeklinde aynı pişkinlikte bir tepki verecektir. açıkçası eşcinseller neden sahne adı kullanma ihtiyacı duyarlar onu anlayabilmiş değilim ama eşcinselliğe yeni başlayan arkadaşlara bu konuda bir ışık, bir ampül bir floresan olabildiysem ne mutlu bana.
hepsi aslında birer assolist olan gaylerin sahne adı kullanmasının dayanılmaz hafifliğinin yarattığı durum.
- merhaba ben mehmet.

(biraz sohbet edilir)

- gerçek adım ahmet aslında.

(buluşulur)

- ya ben sana adımı söylemeliyim, güveniyorum artık sana, onur ben.

(iç ses: lan söylesem mi acaba okan olduğumu? :/)

= malmısın olum ya mehmet olarak kal işte, götünün atış hızına yetişemiyorum artık.
eşcinsel olmanın zor taraflarından birisi, sürekli kimliğimizi saklayarak yaşıyoruz. kim olduğumuzu bile söyleyemiyoruz karşımızdakine. güvenilecek insan kalmadı ki. bazen kendimi çok tuhaf hissettiriyor bu durum.
adı lazım değil baş harfi ben
küçük şehirlerdeki gizliyim diyen geylerimizin, önce benim "ozan, mert, bora" vb. yaygın isimler kullanıp, karşı tarafı beğendikten sonra ise muhabbeti ilerletmeden önceki hızlıca geçiştirdiği adımdır. kimileri eleştirebilir, yadırgayabilir ama küçük şehirlerde (ya da ilçelerde vs.) bir eşcinsel için yaşamın ne kadar zor olduğu göz önüne alındığında aslında bu olayın yadırganmasının çok da doğru olmadığını anladığımız bir harekettir.