fame city

eğer fame city'e gitmiş şanslı bir çocuksanız ismini görür görmez bir tebessüm yerleşmiştir dudaklarınıza ama eğer değilseniz sizin için hiç bir anlam ifade etmez bu iki kelime.

galleria'nın içinde bulunan bir yapıydı daha sonra migros'a çevirdiler. uzun yıllar migros'a kızgın kaldım fame city'mi öldürdüğü için. tatilya kadar nitelikli bir eğlence merkezi değildi ama onun kadar suni ve soğuk da değildi. çocukken oraya hiç gitmemiş bir insana fame city nasıl anlatılır bilmiyorum. fame city çocuklar için tasarlanmış bir tür zevk ve günah şehri gibiydi. şu ana kadar yaşadığınız en iyi orgazmı 100'le çarparsanız bir çocuğun fame city'de olduğu zaman nasıl hissettiğini az çok anlarsınız.

o fame city jetonlarından biri için bakire götümü verebilirim şu an. o derece özlüyorum.
beni ilk götürdüklerinde 7-8 yaşındaydım.
hiç unutmuyorum son 1 jetonum kalmıştı, herkese bitti demiş ve kimseye göstermeden saklamıştım.
ahh ahh nerede o 90' lar.
galleria da buz pateni yaptıktan sonra food court taki dönerciden sandwich dönerler (yediğim en güzel dönerdi belkide) yenilir fame city e geçilirdi. kazanılan kuponlarla bu sefer düzgün bir hediye alırım zannedip uyduruktan incik boncuk alıp dönerdik evimize. çocukluğumun özlediğim haftasonu böyle geçerdi.
pahalı jetonları ve jeton alma sistemi (başta 9 ana jeton veriyordu, içeride bunları bozduruyordun vs. öyle hatırlıyorum), über alles atari oyunları...

açılşına siyasiler de gitmişti. özal'ın bile birkaç oyunu deneğini hatırlıyorum. evde jetonları durmakta.