for emma, forever ago

bon iver'in 2008 çıkışlı albümü.

albüm hikayesiyle öyle özdeş ki, hikayesini bilmeden dinlemek albüme haksızlık olur.

justin vernon, kurduğu müzik grubunun dağılmasıyla beraber 2006 yılının başlarında müziğe küsüyor. aynı zamanda mononükleöz karaciğer hastalığı tanısıyla beraber alkolü hayatından çıkarması gerektiği bir dönemde. ve tüm bu olaylarla ortaklaşan zamanda kız arkadaşıyla da ayrılıyor. vernon o zamanlar raleigh'de yaşıyor, her şeyin böyle üst üste gelmesi üzerine babasıyla çocukken inşa ettikleri wisconsin'de bir orman evine yerleşiyor ve herkesten izole hem ruhen hem bedenen iyileşmeye çalışıyor. ancak müzikten uzak kalamıyor ve bu süreci sadece yazarak ve müzik yaparak geçirmek için eve bir home studio kuruyor.

böylece, tarihin en iyi folk albümlerinden biri olan "for emma, forever ago" ortaya çıkıyor. albümü dinlerken o ormanın içindeki küçük kabinin kasvetini hissediyorsunuz. kelimeler çok dağınık, cümleler yer yer bütün halinde anlamsız. bilinç akışı halinde yazılmış. aslında iyileşmeye çalışan bir adamın çığlıkları müziğe dönüşüyor.

albümden daha önce muhtemelen skinny love'ı duymuş olabilirsiniz, ancak albümün belki de en güçsüz şarkısı o. bir hazine yatıyor orada.

albümün adında geçen emma, eski sevgilisine bir gönderme belki ama ((bkz:sarah emma jensen)), kendisi böyle tanımlansın istemiyor. emma ismi sorulduğunda; "emma is not a person; emma is a place that you get stuck in; emma is a pain that you cannot erase." diyor.


"fit it all, fit it in the doldrums
or so the story goes
color the era film it as historical"



"only love is all maroon"



"saw death on a sunny snow
for every life
forgo the parable seek the light
my knees are cold
running home, running home, running home"



albümden çok net favorim the wolves act i and ii

"what might have been lost"



gün itibarıyla 17.yılını doldurmuş bon iver'in debut albümü.