günaydın demeyen insan modeli

turkiye'de boldur. gunluk hayatta bir sekilde iletisim kurdugum herkesle (is yeri, okul, market, otobus, cafe, restaurant, vs) gunaydin, iyi gunler, iyi aksamlar, tesekkurler, iyi calismalar seklinde ve guler yuzle iletisim kurdugumdan geri donusunu hep almisimdir. basta biraz saskinlik oluyor ancak cabuk reaksiyon almam iyiye isaret. yanimdaki arkadaslarimin okuz kalmasi ise ayri komedi. onlarda ogrenecek kacari yok!
sevgili ise o mesaj parası neyse ben vereyim de atsın dedirtir. hala demiyorsa telefonu parçalanır edilen beddualarla..
iş arkadaşı ise çok ciddiye almamak gerek canı sıkkın olabilir.
sabah kalktığında kedin yüzüne bakıp tepki vermiyorsa, ki biz kediseverler bunu günaydın olarak algılarız, yüzüne manalı manalı bakmak gerek, geriliyorlar biliyorum. cezasız kalmamalı..
geceleri uyanıyor olabilir.
"günleriniz aydın olsundur efendim" gibi sabahın 8inde uzata uzata söyleyecek değil millet. zaten biri günaydın demek için baya neşeli olması gerekiyor bence, somurtarak esneyerek günaydın demek niye mesela? içi boş.

ayrıca sürekli, hatta her gün görüp konuştuğun birine günaydın, iyi geceler gibi terimlerin günlük bir "zorundalık" olarak görülmesi de saçma. daha dün dedim hani, her gün aynı şeyi niye tekrar ediyoruz? hergün söylersek daha da anlamsızlaşacakmış gibi bence. söyledik de apaydın mı geçti günümüz? asla. **

ya da neden dışardan eve gelen birine "hoşgeldin" denir, sürekli ve hep. hergün işten gelen bir aile bireyine mesela. 10 saat köle gibi çalıştıktan sonra 2 saatlik istanbul trafiği ve havasız halk otobüslerinden nasıl "hoş" gelebilir? sabah denilen "günleriniz bal şeker pekmez pudra şekeri baklava olsun efendim" lafları nerde? yok! *