homofobi

ayrışma (seperation) insan doğasıdır. daha evriminin başından beri kabileci olan insanlar "biz" ve "onlar" kavramları ile çok uzun süredir çatışma halinde. günümüzdeki çoğu etnik / dini kimlik bu kabilecilik içgüdüsünün bir yansıması aslında. bu yüzden "doğada homofobi yok" demek oldukça abesle iştigal. avcı toplayıcı insanlar her zaman "öteki" buldukları insanları, hatta çocukları, bazen yük olacağını düşündüklerinde kendi çocuklarını bile öldürmüşlerdir. kısacası doğa romantizmi anlamsız. burada önemli nokta, eğitimdir. eğitim toplumları birleştirebilir, dağıtabilir. peki eğitim homofobiyi yenebilir mi? belki.

***

theodor herzl, israilin fikir babası, zengin yahudi bir avukat, neden birdenbire ortadoğu çöllerinde bir devlet kurmaya kalkıştı?

her şey almanların fransızları yenerek parise girmesiyle başlar. dreyfus adlı bir yahudi subayı ihanetle suçlayan fransızlar, dreyfusun almanlara bilgi verdiğini, savaşın bu yüzden kaybedildiğini iddia eder. sonuç olarak askeriye bunu bir fransızın yaptığını bile bile dreyfusu sahte deliller ile suçlamaktan çekinmez.

bu olay o kadar sahtedir ki, emile zola kariyerini riske atıp "j'accuse" (suçluyorum) diyerek yapılana dikkat çeker. işte o anda, "yahudi sorunu çözülmeli" diyen herzl kararını verdi. fransız yahudileri kadar asimile olmuş bir toplum bunu yaşadığına göre, yahudilerin kendilerine ait bir topluma (der judenstaat) ihtiyacı vardı. işte "siyonizm" böyle başladı.

***

kısacası, fransızlar yaşadıkları ilk kötü olayda yüzyıllarca beraber yaşadıkları insanları sırtlarından vurdular. günümüzde heteroseksüellerin üzerimizden woke geçinebilip var olmamıza "izin verdikleri" için övündüğü bir dünyada eşcinsel haklarının güvende olduğunu mu düşünüyorsunuz? avrupanın her zamanki gibi faşizme kayışı, trump'ın her şeye rağmen %48 alması gibi şeyler eşcinsel haklarının şansa bağlılığını gösteriyor.

mesela avusturalyada ve birçok ülkede "eşcinsel" evlilik referandumu yapılmıştı. çoğu kez göstermelik olduğu söylense de bu çok hatalı bir davranış aslında.

hatalı çünkü;

1) "eşcinsel" evlilik bir insan hakkıdır. yönelimlerine bakılmaksızın her insan evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir. insan hakları oylanamaz. oy-la-na-maz. bu kadar. bu haklara sahip olmamız halkın %50sinin bunu istemesi veya istememesine bağlı değil.

2) kimler oy veriyor? büyük çoğunluğu heteroseksüeller. bunun ne kadar saçma ve yanlış olduğunu gören bir ben miyim? kim kendinde başkasının haklarını kontrol edebilme yetisini görüyor? mesela trump yüksek mahkemeye atadığı yargıçlar sayesinde "eşcinsel" evliliği iptal edebilir.

öyle hayatlar yaşıyoruz ki, hayatlarımız heteroların keyfine bağlı. istediklerinde evlisin, istemediklerinde beraber yaşama diye kavram uyduruyorlar götlerinden sırf evlilik hakkını vermemek için falan filan. kısacası, heteroseksüel bir toplumda, eşcinseller asla eşit olamayacak. diyelim ki oldu.

***

pembe kapitalistlerin "eşitlik" dediği şey aslında heteroseksüel topluma yamanmaktır. yani castroda oturan, evli mutlu çocuklu beyaz gayler için hayat çok güzel. çünkü birinci dalga feminizm gibi, alt sınıfların itelediği bir mücadele burjuvalara haklarını vermekle sona erdi. castro gayleri homofobi sona ermiş gibi davranadursun, abd'de yüzbinlerce eşcinsel kimlikleri yüzünden işten çıkarılabiliyor. olsun ama, hetero arkadaşları gibi evli mutlu çocuklu davranabiliyorlar. büyük ilerleme. evlilik gibi bir kurumu olmayan eşcinsellerin evliliği bu kadar içselleştirmesi de ayrı bir merak konusu.

örneğin "eşcinselliğim beni tanımlamıyor" gayleri. gülüm balım çiçeğim, madem eşcinselliğin seni tanımlamıyordu, yıllarca ne diye bu kadar ayrımcılığa maruz kaldın? bunu neden söylediğin bariz, varoluşunu yok sayarak heterolara yamanırsan sana düzgün davranılacağını sanıyorsun. hiç de öyle olmayacak. kaldı ki, eşcinselliği ile tanımlanmak nedir allasen?

***

ben eşcinselliğimle tanımlarım. çünkü türkiyede eşcinsel olmak yutan 0 gibidir. ne olduğuna bakmaksızın ya fetiş objesi ya da nefret öznesi olursunuz. yüzünüze gülen insanlar arkanızdan ibneliğinize laf eder.

odtü'ye gidene kadar yaşadığım homofobinin eğitimsizlikten kaynaklandığını ve çözülebileceğini düşünüyordum. benim için odtü bir ütopya gibiydi. ancak odtüde, evet türkiyenin en üst üniversitelerinden birinde, nefret suçu yaşadığım zaman tıpkı herzl gibi bir aydınlanma yaşadım. mevzu eğitim yada herhangi başka bir şey değildi. bazı insanlar sadece homofobikti, ve bu heteroseksüel bir toplumun getirisiydi. yani homofobiden kaçış yoktu.

***

diyelim ki yarın bütün hayallerimiz gerçek oldu. türkiyenin bütün sorunları çözüldü, eşcinseller artık eşit, haklarımız var. bu adalet midir? değildir.

geçenlerde skai jackson ırkçı paylaşımlar yapan bir genci paylaşmış, "hayatını mahvetmişti" (üniversite başvurusu kabul edilmedi). herkes demediğini bırakmadı kıza. peki niye kimse şunu düşünmüyor;

a) o çocuk hiçbir şekilde ceza almayacaktı. mahkeme onu yargılamayacaktı, kimse umursamayacaktı. eşcinsel cinayetlerini kim umursuyor? kimse. skai bunu dile getirdiğinde adalete en yakın şeyi yerine getirdi.
b) hadi diyelim ki yaptığı yanlıştı ve çocuk üniversiteye gitmeliydi. internette açık açık ırkçı olan bir çocuğun üniversitede ne yapacağını sanıyorsunuz? bu çocuğu üniversitelere gönderip siyahilerin kendini güvende hissetmemesini mi sağlamalıyız?

kısacası, heteroseksüel adaleti bu kadar savunmayın. keşke bana yıllarca zorbalık yapanlar da böyle hayatı karartılsaydı. keşke benim hayatım kararacağına onlarınki kararsaydı. omo onlor cocook diye boktan davranışlara kulp takacaklar keşke bu davranışların mağdurlarını da bu kadar önemsese.

sonuç olarak, yarın hepimiz eşit olsak bile, dün bize ibne diye bağıranlarla eşit olacağız. böyle eşitliği sikeyim. adalet böyle olur.

https://youtu.be/q5-j__7w-7y

***

kısacası, eşcinseller olarak homofobiden kaçışımız yok. önemli olan bu konuda ne yapacağımız. benim isteğim ayrışmadır. bıraksınlar gay köylerinde homofobiden uzakta, homonormatif bir toplumda yaşayalım. artık eşcinselliğin heteroseksüelliğe ve homofobiye değil, homonormativiteye dayandığı bir dünya istiyorum.
ençok ta eçcinseller arasında yaygındır. bir de aslında kendi cinsiyle yatmak isteyen kişilerin yansıtması olarak görülür. yani ;
- lan şuna bak nasıl kırıtıyor. ipne lan bu
-siktir et lan totoşu ( dün gece yattıgı eşcinseli görünce)
ülkemizde genelde bu hastalığa sahip olanların "iğrenç" kelimesiyle kendilerini ele verdikleri durum. algısı ve anlayışı kendi hayatında da yüksek, eşcinsellik konusunda bilgisi olmayan insanların ne yaparsa yapsın aşamayacağı durum. sadece homofobik değilmiş, anlıyormuş gibi yaparlar ama bir heteroseksüelin homofobiden yüzde yüz arınık olacağına beni kimse inandıramaz.