homofobi

homofobi benim için sadece eşcinsellere karşı bir şey değildir.
örneğin ırkın beyaz olup siyahiyi sevmemesi, dindar olup ateisti sevmemesi gibi. bunların hepsi bir homofobidir. homofobi kesinlikle bir hastalıktır. kendi ırkına, yönelimine, görüşüne ait olmayan her insana karşı olmaktır.
sadece heteroseksüeller homofobik değil. eşcinsel olup homofobik olanlar da var. çünkü toplum, aile vb. sorunlardan dolayı yönelimini açamamış, kendine heteroseksüel baskısı yapıp öyle zanneden ve özgürce eşcinselliğini dile getiren veyahut yaşan insanlara karşı nefret duyma. küçüklükten beri hiç eşcinsel bir çift görmemiş, eşcinsellik nedir bilmeyen insanların da bunu doğru kabul etmemesi. "anormal" "anormal" kabul etmesi gibi. eğer bu zamana kadar bir eşcinsel çift görseydi bunu hiç sorgulamadan dünyada ve insanların arasında böyle bir şey olduğunu bilirdi. ama ne yazık ki dünyada ve ülkemizde bu devam ediyor.
eşcinsellerin tecavüzcü oldukları düşünülüyor. hayır. tecavüzcüler eşcinsel değil sapıktır. eğer tecavüzcüleri adlandırıcak olursak o zaman heteroseksüel olan bütün insanlara düşman olmamız gerekirdi. çocuğa tecavüz eden pedofili, erkek çocuğa tecavüz eden eşcinsel desek e o zaman damacanaya ve hayvana tecavüz edene ne demeli? tecavüz edenlere diyebileceğimiz tek şey sapıktır. başka bir adı yok.
eşcinselleri, örneğin bir erkek eşcinsel bireyin bütün erkeklerden hoşlandığı varsayılıyor. hayır. nasıl heteroseksüel bir erkek birey her kadın bireyden hoşlanmıyor ona karşı bir şey hissetmiyorsa eşcinseller de böyledir.
küçüklükten taciz, bir travma sonrası eşcinselliği seçtiğini varsayıyorlar. hayır. eşcinsel bi bireyin yönelimidir bu. travma geçirmiş bir çocukluğu olabilir ama şuan ki heteroseksüel bireylerinde geçmişinde kötü anılar olabilir ama heteroseksüel olan her zaman heteroseksüel ve bu onun yönelimini değiştirmiyor.
eğer çocuğunuza homofobik psikologlar tarafından baskı uygularsanız çocuğun psikolojisi daha kötü olur, depresyon geçirir ve mutlu bir hayatı olmaz. çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin. o bir hediye paketi değil sizin istediğiniz gibi gelmez, onu seçemezsiniz. görüşleri, inançları, yönelimleri nasıl ise onu öyle kabul etmektir doğrusu. zaten kabul etmiyorsaniz siz ne anne ne de baba olabilmişsiniz demektir.
eşcinseller vardır. her zaman da olacak. sizin öldürmeniz, şiddet göstermeniz hiçbir şey değiştirmeyecek. eşcinsel çocuklar doğacak. bir söz vardı chenindi sanırım. bir çiçeği öldürebilirsiniz ama baharı asla....
ben karanlıktan korkarım çünkü o bilinmezliğin içinde korkutucu canavarların olduğunu ve bana zarar vereceklerini hayal ederim.
ardından ışıkları açarım ve bütün canavarlar kaçar, o an için korkmaktan kaçarım.
homofobi de herhalde böyle bir şey. bilinmezlik ve hayaller korku uyandırıyor.
gözleri belere belere " azından mı öpmüş!" sorusu oluşuyor. (en masumu budur sanırım)
çözümü için önerim de var: gökkuşağı bayrağı ile heryere rengarenk ışık getirirsek belki onların canavarları da kaçar.
denemeden, çaba sarfetmeden bilemeyiz.
tercihleriniz ne olursa olsun pride'a destek verin. yeterince kalabalık olunca ötekileştirilemeyiz, gizli kalmayız, korku salmayız. *
ülkemizde yaygın olan bir çeşit ruh hastalığı. tedavi edilmeleri gerekir.
işim gereği fabrika da saha da çalıştım hep. en sağlam homofobikler bu gibi yerlerde olduğu gerçeği kaçınılmaz bir gerçek. * işçilerin birbiri ile şakalaşmaları bel altıdır genelde, onun için çok rahatsızlık duyduğum konuşmalardır. bazen de açıkça söylememe rağmen onların bu durumu beni çok güldürür. bir defasında anlamak ve onların düşüncelerini öğrenmek adına küçük bir oyun oynadım farkında dahi değillerdi.


iki işçi makine başında çalışmaktadır. muhabbetlerine dahil olmak için yanlarına yaklaşırım.
-porter biz evleniyoruz. hollandaya gidip mutlu olacağız.
-çocuk felan düşünüyor musunuz?
-hayır köpek alıp onları besleyeceğiz. *
-(arkadaşını göstererek) * benim erkeğim olacak *
-mutluluğunuz daim olsun ne deyim * *

bir diğer örnek de;
makine da çalışan işçiye yardım esnasında aramızda geçen konuşma; (üretimde antropoza girecek bir işçi vardır onun hakkında konuşuruz)
-yılmaz abi gözüne kestirdi seni porter
- (saf ayağına yatarak) evet öyle * * gibi bakıyor bana (sahte gülüşler)
-(devam ederim cümleme) bende olgun erkeklerden hoşlanırım zaten (açık bir şekilde söylememe rağmen bir şey anlamayan karşımdaki kişiye içimden kahkahalar atarım)
eşcinsellere ve eşcinsellik kavramına karşı duyulan korku, nefret, hoşnutsuzluk. özellikle yeniliklere, gelişmelere, farklılıklara kapalı, körü körüne din ve ananelerine bağlı, bilgi sahibi olmadan yorumlayan, dışlayan toplumlarda boyutları daha da fazladır. ama her zamanki gibi bastırılmış açlığını, duygularını kapalı kapılar arkasında yaşayıp dışarda ahlaklı maskeleriyle yaşayan küçük insanların kestiği ahkamlar paha biçilemez. bu kavramın daha çok erkekler/pasif erkekler üzerinden yürütülmesi ise en amiyane bakış açısıyla göt korkusu olarak isimlendirilebilir.

(bkz: dikkat gay çıkabilir)
bu sabah kahvaltıda annemin bana yönelttiği soru - homofobi ne demek oğlum?- du. yusuf yusuf atıyorum beyler öğrendi diye.
videodaki tatlı hatunun aktarımıyla kamu hizmeti namına değindiği konu:

homofobi, heteroseksizmin kendi varlığını koruma ve yüceltme adına ürettiği bir korkudur ve maalesef sadece heteroseksüellerin sorunu değildir. heteroseksizmin içinden düşünen ve onun dilini kullanan herkesin halletmesi gereken bir sorundur dolayısıyla homofobinin aşılması ve lgbt'lerin özgürleşmesi gerçek anlamda heteroseksüelleri de özgürleştirecektir.
ntv nin homofobi ile ilgili sokak röportajları.

*
http://www.nohomophobes.com/#!/today/
bu gün çalıştığım kurumda kan bağışı ile ilgili bir kampanya vardı. "dövme ve piercing takanlar zaten gönüllü olamazlar" diye bir böğürtü. ardından "eşcinseller de veremezmiş" diye başka bir böğürtü. daha sonra iğrenme mimikleriyle gruptan yükselen başka böğürtüler...

"zaten onlar vermesin"
"aıık onların kanını kim ne yapsın"
"ben şimdi dövmeliyim diye eşcinsellerle aynı sınıfa mı giriyorum"

aslında yurdum insanının eşcinsellere bakışının fazlasıyla farkındayım ve durumu her nefesimde tiye alırım falan ama yine de ufak bir şok dalgası üzerimden geçiyor böyle durumlarda. en çok da bunu muhabbetini ve kişiliğini sevdiğin insanlardan duyunca ne hissetmen gerektiğini bilemiyorsun.
fransızlar işin ciddiyetinin farkında.

http://www.kaosgl.com/sayfa.php?id=12614
hayvani bir duygu.bu tip yaratıkları anlayamıyorum ben ulan orospu çocuğu ben senin sikini nereye soktuğunu sorgulamıyorken,benim götüme giren sikten sanane.bide çoluk çocuklarına kötü örnek olduğumuz iddia etmiyorlar ya kan beynime sıçrıyor.senin peydahladığın çocuktan ne hayır gelir orası da ayrı mevzu.*
lgbt bireylerin "de" büyük kısmında olan fobidir.
"sizce toplum homoseksüelliği kabul etmeli midir" konulu bir araştırmaya göre türkiye'den çıkan sonuç: yalnız yüzde 9 evet demiş.
benzer sonuçların alındığı diğer ülkeler nijerya, uganda, gana, pakistan, endonezya, rusya, malezya.
aynı şekilde evrim teorisine inanmayanlar arasında da ülke olarak halen önlerdeyiz.
neticede sayılar ortada. şaşırmıyor ama üzülüyor insan.
http://www.pewglobal.org/2013/06/04/the-...
ayrışma (seperation) insan doğasıdır. daha evriminin başından beri kabileci olan insanlar "biz" ve "onlar" kavramları ile çok uzun süredir çatışma halinde. günümüzdeki çoğu etnik / dini kimlik bu kabilecilik içgüdüsünün bir yansıması aslında. bu yüzden "doğada homofobi yok" demek oldukça abesle iştigal. avcı toplayıcı insanlar her zaman "öteki" buldukları insanları, hatta çocukları, bazen yük olacağını düşündüklerinde kendi çocuklarını bile öldürmüşlerdir. kısacası doğa romantizmi anlamsız. burada önemli nokta, eğitimdir. eğitim toplumları birleştirebilir, dağıtabilir. peki eğitim homofobiyi yenebilir mi? belki.

***

theodor herzl, israilin fikir babası, zengin yahudi bir avukat, neden birdenbire ortadoğu çöllerinde bir devlet kurmaya kalkıştı?

her şey almanların fransızları yenerek parise girmesiyle başlar. dreyfus adlı bir yahudi subayı ihanetle suçlayan fransızlar, dreyfusun almanlara bilgi verdiğini, savaşın bu yüzden kaybedildiğini iddia eder. sonuç olarak askeriye bunu bir fransızın yaptığını bile bile dreyfusu sahte deliller ile suçlamaktan çekinmez.

bu olay o kadar sahtedir ki, emile zola kariyerini riske atıp "j'accuse" (suçluyorum) diyerek yapılana dikkat çeker. işte o anda, "yahudi sorunu çözülmeli" diyen herzl kararını verdi. fransız yahudileri kadar asimile olmuş bir toplum bunu yaşadığına göre, yahudilerin kendilerine ait bir topluma (der judenstaat) ihtiyacı vardı. işte "siyonizm" böyle başladı.

***

kısacası, fransızlar yaşadıkları ilk kötü olayda yüzyıllarca beraber yaşadıkları insanları sırtlarından vurdular. günümüzde heteroseksüellerin üzerimizden woke geçinebilip var olmamıza "izin verdikleri" için övündüğü bir dünyada eşcinsel haklarının güvende olduğunu mu düşünüyorsunuz? avrupanın her zamanki gibi faşizme kayışı, trump'ın her şeye rağmen %48 alması gibi şeyler eşcinsel haklarının şansa bağlılığını gösteriyor.

mesela avusturalyada ve birçok ülkede "eşcinsel" evlilik referandumu yapılmıştı. çoğu kez göstermelik olduğu söylense de bu çok hatalı bir davranış aslında.

hatalı çünkü;

1) "eşcinsel" evlilik bir insan hakkıdır. yönelimlerine bakılmaksızın her insan evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir. insan hakları oylanamaz. oy-la-na-maz. bu kadar. bu haklara sahip olmamız halkın %50sinin bunu istemesi veya istememesine bağlı değil.

2) kimler oy veriyor? büyük çoğunluğu heteroseksüeller. bunun ne kadar saçma ve yanlış olduğunu gören bir ben miyim? kim kendinde başkasının haklarını kontrol edebilme yetisini görüyor? mesela trump yüksek mahkemeye atadığı yargıçlar sayesinde "eşcinsel" evliliği iptal edebilir.

öyle hayatlar yaşıyoruz ki, hayatlarımız heteroların keyfine bağlı. istediklerinde evlisin, istemediklerinde beraber yaşama diye kavram uyduruyorlar götlerinden sırf evlilik hakkını vermemek için falan filan. kısacası, heteroseksüel bir toplumda, eşcinseller asla eşit olamayacak. diyelim ki oldu.

***

pembe kapitalistlerin "eşitlik" dediği şey aslında heteroseksüel topluma yamanmaktır. yani castroda oturan, evli mutlu çocuklu beyaz gayler için hayat çok güzel. çünkü birinci dalga feminizm gibi, alt sınıfların itelediği bir mücadele burjuvalara haklarını vermekle sona erdi. castro gayleri homofobi sona ermiş gibi davranadursun, abd'de yüzbinlerce eşcinsel kimlikleri yüzünden işten çıkarılabiliyor. olsun ama, hetero arkadaşları gibi evli mutlu çocuklu davranabiliyorlar. büyük ilerleme. evlilik gibi bir kurumu olmayan eşcinsellerin evliliği bu kadar içselleştirmesi de ayrı bir merak konusu.

örneğin "eşcinselliğim beni tanımlamıyor" gayleri. gülüm balım çiçeğim, madem eşcinselliğin seni tanımlamıyordu, yıllarca ne diye bu kadar ayrımcılığa maruz kaldın? bunu neden söylediğin bariz, varoluşunu yok sayarak heterolara yamanırsan sana düzgün davranılacağını sanıyorsun. hiç de öyle olmayacak. kaldı ki, eşcinselliği ile tanımlanmak nedir allasen?

***

ben eşcinselliğimle tanımlarım. çünkü türkiyede eşcinsel olmak yutan 0 gibidir. ne olduğuna bakmaksızın ya fetiş objesi ya da nefret öznesi olursunuz. yüzünüze gülen insanlar arkanızdan ibneliğinize laf eder.

odtü'ye gidene kadar yaşadığım homofobinin eğitimsizlikten kaynaklandığını ve çözülebileceğini düşünüyordum. benim için odtü bir ütopya gibiydi. ancak odtüde, evet türkiyenin en üst üniversitelerinden birinde, nefret suçu yaşadığım zaman tıpkı herzl gibi bir aydınlanma yaşadım. mevzu eğitim yada herhangi başka bir şey değildi. bazı insanlar sadece homofobikti, ve bu heteroseksüel bir toplumun getirisiydi. yani homofobiden kaçış yoktu.

***

diyelim ki yarın bütün hayallerimiz gerçek oldu. türkiyenin bütün sorunları çözüldü, eşcinseller artık eşit, haklarımız var. bu adalet midir? değildir.

geçenlerde skai jackson ırkçı paylaşımlar yapan bir genci paylaşmış, "hayatını mahvetmişti" (üniversite başvurusu kabul edilmedi). herkes demediğini bırakmadı kıza. peki niye kimse şunu düşünmüyor;

a) o çocuk hiçbir şekilde ceza almayacaktı. mahkeme onu yargılamayacaktı, kimse umursamayacaktı. eşcinsel cinayetlerini kim umursuyor? kimse. skai bunu dile getirdiğinde adalete en yakın şeyi yerine getirdi.
b) hadi diyelim ki yaptığı yanlıştı ve çocuk üniversiteye gitmeliydi. internette açık açık ırkçı olan bir çocuğun üniversitede ne yapacağını sanıyorsunuz? bu çocuğu üniversitelere gönderip siyahilerin kendini güvende hissetmemesini mi sağlamalıyız?

kısacası, heteroseksüel adaleti bu kadar savunmayın. keşke bana yıllarca zorbalık yapanlar da böyle hayatı karartılsaydı. keşke benim hayatım kararacağına onlarınki kararsaydı. omo onlor cocook diye boktan davranışlara kulp takacaklar keşke bu davranışların mağdurlarını da bu kadar önemsese.

sonuç olarak, yarın hepimiz eşit olsak bile, dün bize ibne diye bağıranlarla eşit olacağız. böyle eşitliği sikeyim. adalet böyle olur.

https://youtu.be/q5-j__7w-7y

***

kısacası, eşcinseller olarak homofobiden kaçışımız yok. önemli olan bu konuda ne yapacağımız. benim isteğim ayrışmadır. bıraksınlar gay köylerinde homofobiden uzakta, homonormatif bir toplumda yaşayalım. artık eşcinselliğin heteroseksüelliğe ve homofobiye değil, homonormativiteye dayandığı bir dünya istiyorum.
saçmalıktır.yok edilmesi gerekir.
bende heterofobik oldum artık, başkalarının kişisel hayatları ile ileri geri konuşmak moda oldu. birine ters bişeyin oldu mu eyvaah.
  • /
  • 3