homofobi

sadece homo sapiens'de bulunan bir tür psikolojik rahatsızlık.
ülkemizde oldukça yaygın olan bir durum. hatta bazı eşcinseller yüzüne gittikçe şiddetlenebilen bir olaydır.

aktivizm adına sokağın ortasında öpüşmek, homofobik insanların bunu kabullenmesini sağlamıyor.
ya da gecenin 3ünde sokağa dökülüp "homofobiye hayır" tarzı sloganlar atmak da bu işi düzeltmiyor. insanları daha fazla kışkırttıklarının farkında olmadan davranıyor bazıları. laf atanlara lafla karşılık veriyorlar, vurana onlar da vurarak karşılık verecek gibiler. pardon da bu homofobiyi ortadan kaldırmıyor. sadece insanları daha fazla homofobik yapıp, daha fazla nefret etmelerini sağlıyorlar.

sonuç olarak homofobi kavramı şiddetle, öfkeyle olacak şeyler değil. bir anda düzelecek şeyler de değil. zamanla, insanları "bilgilendirerek" düzelebilecek bir olay. bir bakmışsınız onur yürüyüşüne saldırı düzenlenmiş. mümkün, bence türk insanı daha fazla nefret etmeye başlıyor kabullenmek yerine.
umarım sadece bana öyle gelmiştir son günlerde homofobik haberlere sık rastlar oldum bugün;bartın'da işi olduğu gerekçesiyle valilik binasına girmek isteyen ve travesti olduğunu söyleyen kişi, mesai saati olmadığı gerekçesiyle polis tarafından içeriye alınmayınca sinir krizi geçirdi.... düpedüz ötekileştirmedir bu yapılan insanlığa yapılmış hakarettir yok saymadır..
şöyle ki homofobi aslında çok genel, anlaşılması çok kolay bir şeydir.

bir dağın zirvesindeki taş parçası ile deniz gibidir heteroseksüellik ile eşcinsellik. birbirlerini pek görmez, bilmezler. eh, dağın tepesindeki taş parçası denizi nerden bilsin, biri çıkıp da o taşı denize atmadıkça?...

dileğim, herkesin dileği, o taş parçasının bir denize dönüşmesine gerek olmadan, sadece biraz ıslanması. işte o gün homofobi diye bir şey kalmayacak.
tek gereken, taşı kaldırıp fırlatacak bir gönüllü. fakat o da yok, olsa da engellenecek bu ülkede, ondan da eminim.

(bkz: tutsak edilmiş akıl)
  • /
  • 3